Sorarlar, yerin zikri var mıdır, diye…
O’nun zikrinde sence celal görünür de, senin için celalinde cemal vardır.
Toprak devran etmez mi, senin bedenin toprak değil mi?
Senin için devran eder de yer etmez mi?
O öyle bir yer ki kuvvet kuvvet yayılır. İçine alır, yukarı çıkarır. Kuvvet enerjisinin içinde daima devrana karışır. Yerden göğe, gökten yere doğru akış durmadan devama erişir. İlahi sırrın nizamının konulduğu yeryüzü, zikri tam da kalbinde barındırır. Zikrin kuvvetini arzdan alıp arşa dağıtır. Arş, yerin zikriyle ışıldarken; arz, ışığın hayy’ranlığında mest olur. Bu mest oluş bir kendinden geçiş hâli değil aksine kendiyle bütün oluştur. Bütünlük ise ilahi olanın sırrıdır. Yer ve gök sır ise bu bütünlük sırrın sırrıdır.
Korkutan ve ceza veren bir Allah’ınız mı var?
Seven kalpleriniz var, siz bir nizamın içine sevgiyi sizi mutlu eden bir cemalden koyun, size sayısız nimetler sunulur. İnsanı en güzel şekilde yaratan Rabbim güzelliği seyredeceğiniz aynalarını size bahşetti. İşte kendine bir ayna bulduğunda hakikatte aynanın gördüğü ismindir.
Aynanın ışığı sana vurduğunda ruhuna bir emir iner. Bu aynanın yüzeyi saydam, her bir zerresi gözyaşıyla yıkandı, bil ki, kevserin suyuyla temizlenen aynalara baktığında neysen onu görürsün.
Rabbim güzelliğini esirgemez, sen hakikatte güzelsin, sen, cemal sende yok mu zannedersin?
Hakikatte her şey güzeldir, güzel O’nun özüdür, uyanın ve seyre dalın ve umutsuz olmayın.
Çünkü sen O’sun, içindeki O! HŞY