Almanya ile 16 Nisan referandumunun öncesinden beri ilişkilerimiz gergin. Bakanlarımız ve Cumhurbaşkanımıza orada bulunan gurbetçi vatandaşlarımızla bütünleşme engeli ve terör örgütlerine karşı gereken mücadelenin olmadığı gibi bir de PKK’nın finanse edilmesi gibi olaylar Almanya’nın Türkiye’ye karşı gerçek yüzünü göstermeye yetti de arttı.
En son gerginliğin sebebi ise Büyükada’da yapılan ve Uluslar arası Af Örgütü’nün de üyelerinin olduğu bir toplantının, MİT’ten gelen istihbaratla basılması, 2’si yabancı uyruklu 6 kişi tutuklanması olmuştu. O toplantıda nelerin konuşulduğuna ise yeni yeni ulaşılıyor, istihbaratçılarımız her şeyi deşifre ediyor. İşte o toplantının satırbaşları:
16 Nisan referandumunda ‘Evet’ çıkması Avrupa’yı toptan sıkıntıya sokmuştu. Bunu hala sindirememiş olacaklar ki, gezi benzeri bir ayaklanmayı başlatıp halkın yine sokağa dökülmesi gibi bir eylem planı ilk konuşulan plandı. Üstüne üstlük bunu kendilerinin bekleyemeyeceğini, yapay bir ayaklanma yaratılmasının gerektiği de konuşmalar arasında geçiyor.
14 Mayıs 2013 tarihinden beri IMF’ye bağımlı olmayan bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıyayız. Üstelik 5 milyar dolar da borç verilecekti IMF’ye. Türkiye ekonomisi de her geçen zaman daha da büyüyordu. Büyüme rakamları açıklandıkça yine içeride ve dışarıda birilerinin hazımsızlığı artmaktaydı. İstanbul’a yapılacak 3. Havalimanı ise Frankfurt’un öneminin azalmasına ve dolayısıyla yeni havalimanının öneminin artmasına neden olacaktı. Ekonomi ise buradan da güzel bir pay alacaktı. İnşallah 29 Ekim’de yeni havalimanımızın açılışını seyredeceğiz. Konuyu şöyle bir toparlarsak, emsalini verdiğimiz 3. Havalimanı gibi projeler ve Türkiye’nin ekonomik olarak sürekli büyümesi gibi sebepler ve ekonominin çökertilmesi gibi eylem planları da bu konuşmaların muhtevasında yer almakta.
Son olarak da STK’lar ile görüşülüp yapay bir meclis oluşturma düşüncesi konuşulmuş ve hatta Kadıköy’de bir mekan kurularak pilot bölge oluşturulması konuşulan konular arasında.
Şimdi, sadede gelelim. Sizleri ayrıntıya boğup canınızı sıkmak istemezdim, özür dilerim. Büyükada’da tutuklanan Alman aktivist Peter Steudtner’in salıverilmesini isteyen Almanya yine teröre, anti demokratik adımlara ne kadar destek verdiğini gözleri önüne serdi. Yani Türkiye’ye karşı kurulacak karanlık bir kumpasın içinde bulunan bir kişiyi savundu, toplantının ne hakkında olduğunu belki de dinlemedi bile.
Almanya Dışişleri Bakanı, dün tatilini keserek apar topar bir Türkiye açıklaması yapmış. Konuşurken de haddini bilmeyi unutmuş maalesef. Ya da belki de başına güneş geçmiştir, olabilir. Sigmar Gabriel, Türkiye’de muhalif seslerin susturulmak istendiğini söylemiş. Bizde güzel bir atasözü vardır; ‘Kişi kendinden bilir işi’ diye. Alman bakanın bu söyledikleri ile 16 Nisan öncesi olanlar birbirlerine ne kadar da tezat. Demokrasi çığırtkanlığı yaparken önce kendi yaptıklarınızı bir düşünün, ondan sonra ahkam kesmeye kalkın. Yaptıklarınızı unutmadık, unutmayacağız.
Ekonomi Bakanı Brigitte Zypries ise Türkiye’de yatırım yapmanın zor olabileceğinden bahsetmişler ama kendilerinin bu açıklamasını şöyle cevaplayalım: Türkiye’de trafiğe en çok kaydı yapılan ikinci marka bir Alman markası. 100,877 kişinin aracı bu firmaya ait. Türkiye’ye bundan büyük yatırım olabilir mi? Belki dünya üzerinde bu markaya en çok rağbet eden ülke olmayabiliriz, fakat rakamlar da ortada. Ama siz yine de yatırımların garantisinin olmayacağını geveleyip durun. Gün gelir öyle bir cevap gelir ki size, Türkiye’de bırakın arabayı bir sinyal çubuğu bile satamazsınız. O yüzden laflara dikkat edelim beyler.
Sonuç olarak, terörü destekleyen Almanya rüştünü yine ispatlamış, Büyükada’da gözaltına alınıp daha sonra tutuklanan aktiviste sahip çıkarak, neyin neden yapıldığını bilmeden Türkiye’ye saldırmaya devam etmiştir. Tek yatırımı otomotiv sektörü olan Almanya varsın vazgeçsin. Bize de ‘Yatırımlarını da al, git’ demek düşer. Bir ülkenin bekasına kastetmek demokrasiyle bağdaşmayan bir konudur. Bunu yapan da her kim olursa olsun, yargının karşısına çıkar, cezasını çeker.
Cuma günümüzü en içten dileklerimle kutlarım. Muhabbet ile.