Sevgili,
Ey sevgili vardır gayrı beni diyarına…
Beni bana bırakma…
Yazık ki cânı boşa hebâ eylemişim…
Ne yazık ki cânı cânana feda edememişim.
Ben yolunun mübtelasıyım deyip kendimi kandırmış, yolunun kenarından dahi geçmemişim.
Yolun başını bırak sevginin sana ait olduğunu bilip de sevmeyi hiç dilememişim…
Yolun başı görünse yönümü değiştirip başka âlemleri seyre dalmışım.
Yolun görüntüsünü bırak ben bunca zaman kendi içimde sevgisiz bir yol ile sadece kendimi kandırmışım…
Adına kurtulmak deyip sevgisiz, Sen’siz bir menzile adım atmışım…
Daha diyeceğim yok yâre, ben işin başından başlamamışım…
İşin başı sevmekmiş ama her bir katreyi…
Bir gözle görmekmiş tüm âlemi…
Kuru bir lafta değil yaşayarak sevmekmiş işin aslı…
Sevgini âlemlere yaymakmış bunun sırrı…
Sevdim demekle olmadığını işte şimdi anladım…
Sevginin hakkını yâre sunmak gerekmiş ben bunu anladım…
Unuttum sevgili unuttum,
Verdiğin huzuru, verdiğin rahatlığı unuttum.
Öyle bir daldım ki karanlığın diyârına güneşin ışığını görmez oldum…
Güneşi görmeye çabaladıkça aslında gittiğim yolun karanlığın daha da dip kuyuları olduğunu anlayamadım ki…
Çıkışı ararken ben yine kayboldum…
Kokunu aradım…
Belki o Gül kokunla yolumu kaybettiğim bu apansız kuyudan yönümü aydınlığa çevirebilirdim…
Cemâlini aradım…
Belki gözlerinin ışığı bir fener olurdu geceme…
Ufacık bir ışık bekledim karanlığın içinde…
Gözlerinin yeşilinden…
Ve kahverengisi gözlerinin o en derininden…
Hayal ettim hep yeşilin ışığını, ömrümde görmediğim o kahverenginin derinliğini düşledim…
Cemâlini özledim güzel sevgili,
Daim hem-cemâl olmayı dilediğim o güzel cemâlini özledim…
Ağğ güzel sevgili ben seni unutmak için sevmemiştim ki…
Sana varan teslimliğin ucunu bırakmak için tutmamıştım ki…
Karanlığın içinde bir düş misali köstebek gördüm ki bahçemde, sorma gitsin sevgili.
Derine derine kazıyordu mübarek, ne hâlim kaldı acısını dinlemeye ne de kokusu kaldı güllerinin…
Oysa çok az kalmıştı kavuşmaya…
Sen diyorum ya sevgili, Sen bir gelsen…
Yüreğimi kanatıyor Sen’sizliğin dikenleri…
Ya muhabbbetin?
Ağğ öylesine buram buram yayılır kokusu…
Öylesine özledim…
Bir yanar bir söner dururum…
Rüzgara teslimlik bu değil ben sade başıboş savrulurum…
Ey sevgili,
Düştüğüm karanlıktan çıkışım da yine Sen’inledir…
Vardır beni kendimi kaybettiğim diyarına lakin bu kez kendimi bulmaya.
Yolunda hem-dem olmaya.
Hem de istikrarla…