Hafta sonu Amasya’da muazzam bir sempozyum gerçekleştirildi. Bakü’den Balkanlar’a Halvetilik temalı sempozyum aşkın sefer halinin izharıydı. Sadece Halvetilik konu edinilmedi, aşkın tüm yollarından dem vuruldu, aşk ve muhabbetin birleştirici ve bütünleştiriciliğine işaret edildi.
İlmi ve bilimsel bazda sunulan bildiriler, yapılan konuşmalar gönülleri şâd ettiği gibi idraklerde açılımlara vesile oldu.
Bu güzel sempozyumun mimarı ise Genç Tasavvufçuları Destekleme ve Geliştirme Derneği’ydi. Bu kapsamda Onursal başkan Hasan Şükrü Beyefendi ve derneğin başkanı Sühendan Erdin Hanımefendi önderliğinde dernek yönetimi ve üyelerinin de ele ele verdiği inanılmaz bir hizmet sunuldu.
İlme hizmet ve bu bağlamda insanlığa hizmet bunu da genç nesil yetiştirerek yeni yeni fidanları ilimle, hakikatle yoğurarak bilgiyle donatıp filizlendirildiğine şahit olmak muazzam bir histi.
Umutla doldum ve geleceğe bugünden ışık tutan mimarlara yeniden ve yeniden hayran oldum.
Yediden yetmiş yediye herkese ayrım yapılmaksızın hizmeti şiar edinen aşk ehli dost gönüllerin varlığına şahit olmak huzur verdi.
Hani unvan sahibi bazı kişilerin geçmişte sadece dost gönüllerin varlığını ve günümüzde olmamasını dile getirmesinin eksikliğine ve yanlışlığını bir kez daha anladım.
Hiçbir karşılık beklemeksizin ve hiçbir şekilde yardım talep edilmeksizin kendi imkanlarıyla böyle güzel hizmetler sunmak herkesin harcı değil ER kişilerin harcı olsa gerek.
Hani hep duyarız ya böyle babayiğitler var mı diye sorarlar? Var hem de en Âli olanları var. Bakmayı değil görmeyi dileyenlere gösterilecektir elbet…
Bakü’den Balkanlara Halvetilik Sempozyum silsilesinde her bir serinin bir öncekinden daha da güzelleştirilerek hazırlanması ve sürekli yükselen bir çıta çizen derneğin her geçen gün hizmetlerine bir yenisini eklemesi ise özlenen ve beklenen sosyal hizmet kurumları bazında insanlığa emsal teşkil etmektedir.
Ne yazık ki, böyle hakiki hizmeti kendine şiar eden gönüller kendilerini geri planda tutarlar lakin buna şahit olup hoşnut olanlar ise susup kalmaktalar!
Çok nadir hakiki sevgiyle kuşanmış akademisyenlerin dilinden bu güzelliklerin takdirine şahit oluyoruz maalesef.
Bu vahim durum ise düşündürmüyor değil! Neyi mi?
Akademisyen yani bilim ve ilim adamı halktan uzak, kopuk, odasına kapanmış, etiketine etiket katmak için nefsini kalınlaştıran kişiler değillerdir. Gerçek ilim ve bilim adamları halk ile iç içe, daim keşifte olan, bu keşfettiği ve şahit olduğu güzellikleri paylaşmakla kalmayıp gün yüzüne çıkararak destek olan ve dahi yayan kimselerdir.
Amma velakin bu gerçek akademisyen kisvesine bürünmüş gönlü toprak, mütevazi ve naif akademisyenler o kadar nadir bulunuyor ki günümüzde!
Çoğu akademisyen TV programlarında farklı şeyler söyleyeceğim diye tüm düzeni katlederek tüm nizamı bozan ve yenilikler inşa edeceğim diyerek hakiki olmayan hakikatten uzak söylemler geliştirmekteler. Bununla birlikte kafa karışıklıklarına mahal verdikleri gibi manevi açıdan da çöküntüler oluşturmakla birlikte vebal almaktalar.
İşte bu hakiki olmayan söylemlere ve dahi Hakk nizamında pak olmayan düşüncelere karşı cihad edecek mertlere, yiğitlere, ER’lere, derviş kisvesini haliyle giymiş, kalben kuşanmış can kullara ihtiyaç çoktur.
İşte tam da bu ihtiyaçlığın ayyuka çıktığı ve sahtelerin ortalıkta cirit attığı bir ortamda böyle sadece hizmeti şiar edinmiş ve hak sevgisiyle yaratılana değeriyle muamele etmekle birlikte vatan millet sevdasını gönlüne mihman etmiş gönlü saray, kendi güzel kullarla karşılaşmak ve dahi has hak hizmetlere şahit olmak umut veriyor, huzur aşılıyor.
Bundan dolayıdır ki sempozyuma katılan akademisyen ve uzman hocalara sundukları güzel bildirilerden dolayı teşekkür eder, Genç Tasavvufçuları Destekleme ve Geliştirme Derneği Onursal Başkanı Hasan Şükrü Beyefendi ve Dernek Başkanı Sühendan Erdin Hanımefendi başta olmak üzere tüm dernek üyelerine şükranımı sunmayı bir borç bilir kabul etmelerini temenni ederim.
Umut ve huzur aşılayan geleceğe Hakk ışığı tutan Dost gönüllere aşk ile muhabbetlerimizi sunar, aşk-ı heyacana ve şevke dücar can kullara da sevgilerimizi iletiriz efendim…
Nice nice böyle güzelliklere daha şahit olmak niyazıyla muhabbet ve selametle…