Bosna-Hersek’te 1992-1995 yılları arasında süren savaşta, yaşanan katliamların sadece Srebrenica ile sınırlı kalmadığını ve Bosna-Hersek coğrafyasında birçok kent ve köyde katliamlar yaşandığını daha önceki yazılarımızda belirtmiştik. Srebrenica Bosna-Hersek halkı için bir semboldür evet. Lakin Bosna-Hersek’in çeşitli bölgelerinde yapılan katliamları da unutmamak gerekmektedir. Bu yazımızda da Tuzla kentinde yaşanan ve 71 kişinin şehit olmasıyla sonuçlanan elemli olaydan bahsedeceğiz.
25 Mayıs 1995 tarihinde Bosna-Hersek’in Tuzla kentinde yaşanan olayda yaşları 15 ile 48 arasında değişen 71 Boşnak, Sırp kuvvetleri tarafından katledildi. 200 sivil ise yaralandı. İşin acıklı tarafı ise şehit edilen insanların yaş ortalamasının 23 olması. Bu tarih aynı zamanda Tuzla’da, Sırp kuvvetlerine ve yapılan bu katliama inat olarak Gençlik Günü olarak kutlanmaktadır.
Tarih boyunca sadece dinleri farklı olduğu için Sırplar tarafından devamlı zulme uğrayan Boşnaklar, ilk olarak Hristiyanlığın Bogomil mezhebine mensup iken Sırbistan’ın Novi Pazar kentinde çok büyük bir katliama maruz kaldılar. Bölgeye Osmanlı Devleti’nin hakim olması ile Boşnaklar kitleler halinde Müslümanlığa geçtiler. Bu da Sırpların onlara olan kinlerini daha da artırdı.
Yugoslav Devleti’nin dağılmasının ardından ise yaşananlar içler acısı oldu 1992-1995 yılları arasında, Slovenya ve Hırvatistan’daki başarısızlıklarının acısını Boşnaklardan çıkarmak isteyen Sırplar burada bu 3 yıl içinde çeşitli yerlerde katliamlar gerçekleştirdi. Yaşanan bu soykırım, Avrupa’da sözde büyük devletler tarafından görmezden gelindi. Üstüne üstlük bu katliama Birleş(me)miş Milletler de çanak tutarak Bosna-Hersek’in değişik bölgelerinde Sırplar katliam üzerine katliam gerçekleştirdi. İşte bu katliamlardan bir tanesi de Tuzla kentinde gerçekleştirdiler.
Tuzla’da yaşanan bu olayda yaş ortalaması 23 olan toplam 71 Boşnak yaşamını yitirdi.
İşin acı boyutu ise savaşın ardından yakalanan sözde Sırp Cumhuriyeti’nin oradaki sorumlusu general Novak Djukic’in önce savaş suçlusu olarak yargılanıp sonradan salıverilmesidir. Tuzlalı annelerin de en çok gücüne giden bu olmuştur. Bir katil nasıl bir vicdan ile elini kolunu sallayarak gezebiliyor Sırbistan sokaklarında? Burada AB ile müzakereler yürüten Sırbistan’a görev düşmüyor mu? Avrupalı o sözde büyük devletlerin ise buradaki çekişmeyi durdurması için bir atılım yapması gerekmiyor mu? Onlar anca Türkiye ile aralarını iyi tutan bu Balkan Devletlerini Türkiye’den uzaklaştırmaya çalışsınlar. Hadi uzaklaştı diyelim. Türkiye kadar yatırım yapabilecekler mi? Cevabımız çoktan belli. Koskocaman bir hayır!
Tuzla’da hayatını kaybeden 71 kişiye Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim. Sözlerimi noktalarken Arif Nihat Asya’nın Dua şiirinden bir mısrayı sizlerle paylaşmak isterim:
“Müslümanlıkla yoğurulan yurdu Müslümansız bırakma Allah’ım.”