Türkiye- Amerika ilişkileri aslına bakarsanız hiçbir zaman dört dörtlük olmadı. Türkiye ne zaman Amerika’nın çıkarına bir iş yapsa ‘dört dörtlük bir stratejik ortak’ oldu, ne zaman tersine bir iş yapsa ABD sürekli Türkiye’ye karşı işlerde bulundu.
12 Eylül 1980’de Amerikan başkanının kulağına ‘bizim çocuklar başarmışlar’ denmedi mi? Yoksa bu bir efsane olarak sürekli dolanıp durdu mu? 1993’te Süleyman Demirel Amerika’ya gittiği zaman George Bush demokrasimizden ‘Teksas demokrasisi’ olarak bahsetmemiş miydi?
Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu Amerika ve Kanada’nın ortaklaşa düzenlediği ‘Kore Yarımadasında Güvenlik ve İstikrar Konulu Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılacak. Burada ABD’li mevkidaşı Tillerson ile de bir görüşme yapacak. Çavuşoğlu’nun Tillerson’un önüne koyacağı dört esas madde var.
Birincisi FETÖ konusu. Amerika yıllardır FETÖ’yü besliyor ve 15 Temmuz kalkışmasında FETÖ ile CIA’nın beraber hareket ettiği ve kalkışmanın sonrasında Gülen’in Pensilvanya’daki evinin önünde CIA ajanlarının beklediğini biliyoruz. Çavuşoğlu Tillerson’dan FETÖ elebaşı Gülen’in iadesini tekrar isteyecek. Buna bir cevap gelir mi, varın siz söyleyin.
FETÖ, 1989 yılında TSK’ya sızma çalışmalarına başlamış ve her ne hikmetse 2016 yılına kadar da kimse bu oluşuma dokunamamıştı. FETÖ’nün darbeyi hazırlayan ve uygulayan örgüt olduğu da 15 Temmuz’un ertesinde Amerika’ya gönderilmişti. Eğer Amerika yine Gülen’i iade etmezse ya Gülen’den bir çıkarı var ya da Gülen açık ve net Amerikan ajanı.
İkincisi ABD’nin Türkiye’ye karşı aldığı seyahat uyarısı. Hatırlayacağınız gibi daha önce 5 inçten büyük cihazınız varsa artık Amerika’ya götüremeyeceksiniz. Bununda üstüne, Türkiye’de çok silahlı olay, terörist faaliyet, bombalama gibi olaylar her gün oluyormuş gibi ABD’nin Türkiye’ye karşı takındığı seyahat uyarısı tavrı akıl alacak şey değil. Bizim Dışişlerimiz de aynı şekilde ABD’ye karşılık verdi.
Üç ve dördüncü konular birbirinin içinde. Suriye ve PYD meselesi. Suriye’nin kuzeyinde bulunan PYD ve YPG güçlerine Amerika’nın silah verdiğini cümle alem biliyor. Amerika, bu zamana kadar PYD’ye 4 bin TIR’lık silah ve mühimmat göndermiş. YPG’nin de PKK’nın bir uzantısı olduğunu biliyorlar ve üstelik de PYD militanlarını eğitiyorlar. Geçtiğimiz günlerde de YPG kontrolünde bulunan bir yere de Amerikalı diplomatlar gitmişti.
Uluslararası alanda karizması fena halde çizilen Amerika, Kore’deki nükleer silahlanmayı bahane edip Dışişleri bakanlarını bu şekilde bir toplantıya davet ederek belki bir çıkış kapısı bulabilir mi, bilinmez.
Esas konumuza dönüp bir toparlayalım. Amerika ve Türkiye hiçbir zaman ortak olmadılar, olamayacaklar. Amerika’dan da ortak olmaz, bunu da net bir şekilde söylemek lazım. Çünkü Amerika’nın bu ikiyüzlülüğü sadece bugünlere has bir şey değil. Daha önce de böyleydi ve daha sonra da bu şekilde olacağından şüphemiz yoktur.