Amerika Birleşik Devletleri Donald Trump başkan olduğundan beri dünyaya kafa tutmaya başladı. Obama döneminde nispeten daha ılıman geçen ilişkiler Trump döneminde gerginleşmeye başladı.
George W. Bush, Irak ve Afganistan’a bulduğu türlü bahanelerle girip terörü bitirmek yerine girdiği ülkenin tüm ayarlarını bozdu. Aslında Bush’tan sonra gelen Barrack Obama, bu bölgelerdeki askerleri azaltmayı da düşünmüştü. Obama’nın ikinci döneminin sonunda ise tamamen başka biri vardı. Çünkü Obama, Türkiye ile olan ilişkilerinde de problemler yaşamaya başlamıştı. Özellikle son aylara denk gelen 15 Temmuz hadisesinin ardından FETÖ başı Gülen’in iadesi konusunda bizi oyaladı da oyaladı.
Trump ABD Başkanı olmadan önce de yaptığı sert açıklamalarla gündeme bomba gibi düşüyordu. Meksika sınırına duvar örmek gibi bir düşüncesi vardı Trump’ın. Daha sonra Ortadoğu’ya da el atan Trump, Suriye’de Türkiye’nin yanında olmak varken sırf DAEŞ’e karşı savaştığı için YPG ve PYD’ye binlerce TIR silah yardımını dünyanın ve Türkiye’nin gözünün içine baka baka yaptı. Trump’ın stratejik ortağı Türkiye’ye karşı yaptığı bu hareket ise defalarca kez eleştirildi, Türkiye’den uyarılar ve açıklamalar yapıldı ama Trump verdiği silahların Türkiye’ye döndüğünü bilmiyordu. Belki de biliyordu da işine gelmiyordu. Daha sonra da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde teröre destek veren ülkelerin olduğunu da dalga geçer gibi dünyaya haykırdı. Demek ki konuşmasından önce aynaya çok dikkatli bakmış.
Geçtiğimiz hafta da Amerika, Türkiye’ye vizeleri geçici olarak durdurmuştu. Bu kararı Ankara’da yıllarca bu ülkenin ekmeğini yiyen John Bass isimli zatın aldığını ve ABD’nin de alınan kararın arkasında durmak zorunda kaldığı gibi komik haberler de çıkmaya başladı. Düşünün ki Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç Amerika’dan kimseyi Türkiye’ye almayalım diyor. Hükümet bunu tartışmadan ya da bu karar Meclis’e gelmeden nasıl olur da böylesine saçma bir karar alınabilir? O yüzden Trump isteseydi bu absürt karara karşı çıkar ve vize krizi diye bir şey yaşanmamış olurdu. Ama Trump şunu bilmeli ki Türkiye dayatmalara boyun eğecek bir ülke değil. Elinden geleni ardına koymasın.
Trump önce Rusya’ya, sonra Kuzey Kore’ye, şimdi de İran’a çeşitli bahanelerle kafa tutarak adeta “kimseye eyvallahı olmayan biri” imajını yaratmaya çalışıyor. Hatta yakın zamanda hatırlayacağınız üzere Kuzey Kore ile Amerika savaşın eşiğine gelmişti. Şimdi de nükleer anlaşma bahanesiyle İran’a kafa tutuyor. Ortadoğu’da barışa yönelik her türlü tehdidin arkasında Tahran yönetiminin olduğunu bile söylemekten çekinmiyor. Peki, yıllardır Filistin’e zulmeden ve Irak’taki referandumda IKBY’yi destekleyen kan kardeşi İsrail’e neden bir şey diyemiyor? Nedeni çok açık. Amerika’daki Yahudi lobisi Trump’tan desteğini çektiği andan itibaren Trump Amerika’da bir kule bile inşa edememek bir yana ticari olarak da batar.
Tüm bunların ışığında şöyle bir genelleme yapabiliriz. Trump dünyada kabadayı kesilmeye çalışıyor. Bu çok açık olarak görünmekte. Yalnız bunu yaparken de Türkiye’yi karşısına almaktan da çekinmeyecektir. İçimizdeki Amerikalıların da desteğini de mutlaka alacaktır. Tıpkı “ Amerika’ya AK Parti’li vekiller girmesin” diye sivri (!) gibi. Hayırlı günler dilerim efendim.