İnsan bedenen bluğa erince başlıyor eşini aramaya, aklen bluğa erince ise başlıyor ASLINI aramaya.
Denilir ki arayan bulamaz ancak bulanlar hep arayanlardır. Hz. İbrahim (as)’ın baba ocağı Harran’dan çıkıp Mısır’a gitme sebebi Kâmil İnsan öğretisinin Mısır’da olmasıydı. Hz. İdris nebinin kurduğu manevi ocaklarda…
Aklen bluğa eren insan için ARAYIŞ her zaman bir temel sorun olmuştur.
İbn Arabi (ksa) 500 küsur eser yazdı ve hayatı hep arayış içinde geçti. O da İbrahim (as) gibi baba ocağı Endülüs’ü terk edip Afrika, Mısır, Mekke, Anadolu’da hep aradı sonunda Şam’da karar kıldı.
Peki, O’nun aradığı neydi?
O’nun aradığı gönlünde biriken kutsal emaneti taşıyabilecek formatta kim var? Yani boşalacak kabını arıyor.
TEMEL SORUN BU!
Kimi kabını doldurmayı, kimi ise dolu olan kabını boşaltacak kabını arıyor.
1245 yılında Celaleddin Rumi 38 yaşında Konya Medresesi’nde zahiri ilimlerde önemli bir müderris, batıni ilimlerde ise babasının halifesi olarak Kübrevî tarikatında ulu bir şeyh idi. Ünü Konya’yı aşmıştı. Şemseddin Tebrizî Hz.’leri ise evrenin sırlarını taşıyan bir veli. Bu sırları aktaracak bir kab arıyordu. Kabını Celaleddin Rumi olarak gördü. Bu sırrını paylaştığı Hacı Bektaşi Veli Hz.’leri O’na dikkat et bu yolda başın gider deyince, onu göze aldım dedi. Buluştuklarında Şems Hz.’leri C. Rumi’ye diyor ki: “Gerçi siz iç âleminizin sırlarına vakıf oldunuz ama ben ise iç âleminin içiyim, sırların da sırrıyım ve nurların da nuruyum.” Sultan Veled Hz.’leri der ki: “Şems, Mevlana’yı âşıklık makamından, Tanrı’nın maşuku (sevgilisi) makamına ulaştırdı.”
Hz. Şems, Celaleddin Rumi ile baş başa yaptıkları birkaç aylık sohbette O’nun bilincindeki bütün bilgilerini söküp attı. Bunu sembolik anlatımı olarak bütün kitaplarını alıp havuza attı denilir. Kitaplar havuza atılınca Şems Hz.’leri bakıyor ki C. Rumi çok sevdiği O’na Feridüddin Attar Hz.’lerinin çocukken hediye ettiği Esrarnâme eseri havuza düşünce mahsunlaşıyor, hemen elini havuza sokup o eseri sudan çıkarıp tozunu üflüyerek O’na iade ediyor. Mesnevi şeklindeki Esrarnâme sonraki yıllarda Mesnevi Şerif’in ilham kaynağı oluyor.
Hz. Şems’le yaptığı sohbetler neticesinde mevcut bilinci boşalan C. Rumi’nin kozmik bilinci bir ayna gibi ortaya çıktı. Aynı saf ve tertemiz görüntüyü anında kaydeden bir fotoğraf filmi gibi. O zaman Hz. Şems (ksa) O aynada kendini seyredip miracını yaptı. Ve O kozmik bilince kendini aktardı, O kaba kendini aktarıp boşalttı. Taşıdığı emaneti C. Rumi’ye yükleyince HZ. MEVLANA KSA zuhura geldi.
Aynı Efendimiz (sav) miraçta Rabb’ini Ali olarak görüp kutsal emaneti O’na yüklemesi gibi.
Yarabbi bizleri Ehl-i Beyt kapısından ayırma. Amin.
MUHABBETLE.