Teslim olursun…
Peygamber Efendimizin ilmine, irfanına en çok hizmet etmiş zât olan Hz. Ali muazzam bir teslimiyet örneği olarak karşımıza çıkar.
Hicret vakti gelip mübarek evini suikastçılar sardığında Efendimiz; “Ya Ali! Sen döşeğime yat ve uyu. Şu Hadramevt işi yeşil abama iyice bürün. Seni ben sansınlar. Sen yalnız Allah’a dayan ve yalnız O’na güven. Allah’ın izni ile sana bir kötülük erişmeyecektir.” buyurur ve Hz. Ali bir an dahi tereddüt etmez. Peygamberimizin döşeğine uzanır ve hatta kendi yatağındaymış gibi rahatça uyur.
Seversin…
Peygamber Efendimiz; “İman etmedikçe cennete giremezsiniz” buyuruyor. Ama söz burada bitmiyor. Birbirinizi sevmedikçe, Allah için sevmedikçe, iman etmiş olmazsınız.
Acziyetini hissedersin…
Hz. Musa, “Yarabbi sana nasıl ulaşabilirim, nasıl yaklaşabilirim?” dediğinde “Bana bende olmayan bir şeyle yaklaşabilirsin Ey Musa!” yanıtı gelir. “Yarabbi sana ait olmayan, sende olmayan bir şey var mı ki?” dediğinde “Zillet Ya Musa!” Alçal! diye cevap gelir.
İnsan ancak aciyetini hissettiğinde, her şeyin sahibinin O olduğu idrak ettiğinde, tüm gücün O’na ait olduğunu anladığında yükselebilir.
“vescud vakterib”
“Secde et ve yakınlaş!” (96/Alak: 19)
İnsanın en alçaldığı yer, Hakk’ta en yüceldiği yerdir.
Terk edersin…
Seni O’ndan alıkoyan her şeyi arkanda bırakırsın. Sadakaların en büyüğü kendini terk etmektir.
Verirsin…
Kendinde bir tek O kalıncaya kadar, fazlalıklarından sıyrılırsın…
Ver cânı, bul cânanı…
Âşık olursun..
Akıl bir noktaya kadar sana eşlik edebilir. Tekerlekleri yerden kesilmeyen uçak uçamaz. Akıl tekerdir. Vakti gelince onu geri plana attığında aşk hâkimiyeti ele geçirir.
Rehbere ihtiyacın olduğunu anlarsın…
Allah sevgisini en güzel yaşayanlar peygamberler… Rehberler aslında peygamberi yansıtan kişiler…
İnsan ancak başka bir insan vasıtasıyla öğrenir. Her şey ama her şey kendi cinsiyle mayalanır…