Allah’ın rahmeti, bereketi, muhabbeti ve O’nun dostluğu dostluklarımızın üzerine olsun, daim gönülden gönle aksın, dostluklar genişlesin, inşallah…
Hucurât suresi 10. ayette belirtildiği üzere, İslam dini, müminleri, dervişleri birbirine kardeş oluşturmuş ve bu bağların güçlenmesi için Cenab-ı Hakk vesileler kılmış, çeşitli yollar dizayn etmiştir.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurmuşlar; “Müslümanın Müslüman üzerinde hakları vardır. Bunlardan biri de davete icabet etmektir.”
Davete icabet etmekte güzellikler, dostluklar oluşur. Muhammed suresi/17 ayette de “davete icabet edenler hidayete ererler,” diye buyuruluyor. Hidayete ermek için, güzellikler içerinde olmak gerekir, sadece ibadet etmek yeterli değildir, O’nun güzelliklerini, güzellikler içerisinde birbirimize sunmak gereklidir. Enam suresi/36 ayette ise, “işitenler davete icabet ederler,” diye buyuruluyor. Dostların davetini işitmek çok önemlidir. Bizi buraya davet edenlerden Allah razı olsun, birbirimize dost eylesin. İnşallah…
Kur’an, varlıkları canlı cansız ayrımına tabi tutmaz. Öyle ki, İsra Suresi’nin 44. Ayeti bunu açıklamıştır: “Yedi gök, yer ve bunlarda bulunanlar O’nu tesbih eder; O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız.”
Bundan dolayıdır ki Peygamber Efendimizin göz bebeği Şah-ı Merdan (Yiğitler Yiğidi) bu sınavla yüzleşmişti. O ki Veliler Miri Hz. Ali (k.v.), bir gün yolda acele ile giderken bir karıncayı incitti. Baktı ki karınca elini ayağını oynatarak çırpınmakta. Karıncanın aczini görünce kederlendi Ali el-Murteza Hakk’tan öyle korktu, öyle utandı ki, gönülden Ruh-u Mustafa’dan ah-u feryad etti. Toparlansın diye karınca birçok çareye başvurdu fakat nafile. Hz. Ali, Fahr-i Kâinat ile yüzleşti gece. Peygamber Efendimiz O’na dedi ki; ‘’ Ey Ali, yolda acele etme. Bir karınca yüzünden iki gündür gökler ağlamakta. Öyle bir karıncayı incittin ki hakikatten haberdardı. İşi gücü zikretmekti, Allah’a dosttu idi. ‘’
İslam Tasavvufunda tevhid anlayışı, âlemde canlı cansız kategorisine karşı çıkar. En küçüğünden en büyüğüne kadar her şey canlı ve bilinçli kabul edilir. Zira insan, onlara karşı olan muamelesinden de hesaba çekilecektir. İnsan, bütün yaratılmışların dostudur.