Acımız çok büyük… Suriye’nin İdlib kentinde gerçekleşen hain pusu sonucu 36 aslanımızı kaybettik. Yaralılarımız var. Şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Aziz Türk milletine baş sağlığı; yaralanan askerlerimize de Cenab-ı Hakk’tan acil şifalar dilerim.
Evet, sözün bittiği yerdeyiz. Yıllardan bu yana Suriye’deki insanlık dramına kulağını kapatan NATO, BM gibi uluslararası kuruluşlar yine kulaklarının üzerine yatmış durumdalar. Kınayıp geçiyorlar. Peki, soruyorum: Bu saldırı İspanya’da, Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de, Amerika’da olsaydı ne olacaktı?
Cevabı hazır: Bu saydığımız ülkeler ‘meşru müdafaa’ diyerek dünyanın öbür ucunda bile olsa saldırıyı yapan grubu bulup, bulundukları şehri dümdüz ederlerdi. Ama söz konusu Türkiye olduğu zaman herkes anca kınasın… Yalnızız efendim! Yalnızız bu coğrafyada.
Batı medeniyet demekti değil mi? O medeniyet sahibi batı, her insanlık dramında olduğu gibi bu durumda da sessiz. Tam 9 yıl olmuş. Kendi halkına kimyasal silah kullanan, bombalayan bu yezide kimsenin ses çıkardığı yok, Türkiye’den başka! O medeniyet sahipleri (!) hem ayranım dökülmesin hem canım yanmasın düşüncesiyle kimseyi kabul etmedi. Neden? Çünkü gelebilecekler ülkelerinin düzenini bozacaklardı değil mi? Sadece onlar da değil… Kendi halkına kıyan bu yezide destek veren müttefiklerini de esefle kınıyorum.
Uzun zamandır siyasi içerikli yazı yazmadım, yazmak istemiyordum ama söz bitince ne gelir ki elden? Bu hain saldırının kimler tarafından yapıldığı bir an önce ortaya çıkarılmalı, halkına kıyan yezit, Boşnak kardeşlerimize kıyan Sırp Kasabı gibi, Kosova’da Arnavut kardeşlerimize zulmeden zat gibi Lahey Adalet Mahkemesi’ne çıkarılmalıdır. Tabi orada hala adalet varsa.
Saygılarımla efendim.