Irak’ta pazartesi günü referanduma gidiliyor. Irak Anayasası’na göre de gayrı meşru olan referandumun ardından Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulabilir.
Bir önceki yazımızda referandumun IKBY açısından olumlu sonuçlanırsa nelerin olabileceğini konuşmuştuk. Biraz daha devam edelim ve daha sonra sınırlarımızdan çıkıp dünyanın bu referandum hakkında ne düşündüğüne bir göz atalım.
Irak Federal Mahkemesi’nin de referandumun anayasaya aykırı olduğunu açıklasa da Barzani kafaya takmış. Şunu altını çizerek belirtmek gerekir ki Barzani bile bile kendisini kör kuyuya atıyor. Suriye ateş çemberiyken, Irak zaten referandum istemiyor, İran zaten böyle bir fırsat kolluyorken bir de Türkiye’nin sırt çevirmesi Barzani’yi köşeye sıkıştıracaktır. Ekonomik, askeri ve siyasi olarak bölge büyük bir kaosa girecektir. Tam da böyle bir ortamda Irak Genelkurmay Başkanı’nın Türkiye’ye gelmesi hiç de manidar bir durum değildir. Konuşulan konunun referandum olması “acaba askeri müdahale olur mu” sorusunu da akıllara getiriyor.
Barzani, Irak’ın dünyaya açılan kapısı olan Türkiye’yi de hayal kırıklığına uğrattı. Fakat bizim de elimiz boş olmayacak. 1926 Ankara Antlaşması’na göre sınırların değişmesi, yani bölgede bir Kürt devleti kurulması halinde Türkiye’nin Kerkük ve Musul’u denetim alma hakkı bulunuyor. Dolayısıyla hem soydaşlarımızla kucaklaşmış olacağız hem de Ortadoğu üzerinde stratejik önemi büyük iki şehri sınırlarımıza katacağız.
Habur’un kapatılması da ihtimaller dahilinde. Çünkü Kuzey Irak’a bütün ticaret Habur Sınır Kapısı üzerinden yapılıyor. Tabi Habur’un kapatılması halinde Irak ile ticaret bitmeyecek. Ovaköy Sınır Kapısı da ticaretin devam etmesi için bir alternatif oluşturuyor. Erbil’den kalkan tüm uçaklar da Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidiyor. Yani kara sahası için geçerli olan her kural hava sahası için de geçerli olacaktır.
Tabi ki referandumun ertelenmesi bizim için yeterli olmayacaktır. Türkiye bu referanduma kesinlikle karşıdır. Türkmen nüfusunun geleceğinin tehlikeye girmesi bizim kabul edeceğimiz bir durum değildir. Bugün Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli de değindiğimiz konulara destekleyen bir açıklama yaptı. Blöf yapmadığımızı ve eski Türkiye olmadığımızı da artık tüm dünyanın bildiğine göre herkesin hemfikir olduğu konu bu referandumun iptal edilmesidir.
Dünyadan da Barzani’ye referandumun yapılmaması konusunda çağrılar gelmeye devam ediyor. En son Birleşmiş de Güvenlik Konseyi’ndeki tüm üyelerin hazırladıkları ortak bildiriyle olası bir referandumun bölgede istikrarsızlığa neden olacağını belirterek IKBY’yi uyardı. Irak’ın toprak bütünlüğünün tehlikeye girmesi ve referandumun tek taraflı olarak yapılması yine dikkat çekilen diğer önemli noktalar.
İslam İşbirliği Teşkilatı da referandumun iptal edilmesini destekleyen bir açıklama yaptı.
Peki, tüm bunların arkasında kim var? Belki okuduğunuza ya da duyduğunuza pek şaşırmayacaksınız ama İsrail. İsrail’in bu işten petrol çıkarı olacaktır. Barzani ise sırtını İsrail’e yaslayıp (öyle bir şey olmayacağını umarız) bize ve referanduma karşı olan herkese parmak sallayacaktır.
Barzani’yi biz de son kez uyaralım. Burada yazmadığımız daha birçok şey yaşanabilir. Bu vebali almayın. Irak Türkmenlerini her zaman önemsedik. Eğer Kerkük’te Türkmenler ve Kürtler karşı karşıya gelirse bunun sonuçlarına razı olursunuz, çok büyük bedel ödersiniz. Türkiye de olan bitene seyirci kalmayacaktır. Bölgede size sahip çıkan ülkeyi bir anda karşınızda buluverirsiniz. Bizden son defa uyarması.