Siyasette seviyeli bir dil, ahlaklı bir politika benimsemenin vakti gelmedi mi artık?
Milletin temsilcilerinin birbirine değer verdiğini, hakaretten uzaklaşıp iftiralar üzerine siyaset yapılmadığı günleri görecek miyiz ki?
Günlerdir siyasilerin karşılıklı restleşmeleri ve dahası hakaretler, el kol hareketleri, seçmene ihanet edercesine transferler, oyun kurmalar, iftiralar, tarihle alıp verememe ve tarihteki devlet adamlarıyla ilgili iftiralar atıp karalama…
Ya hu biraz edep, edep, edep!
Millet olarak sıkıldık artık bu seviyesi düşük kokuşmuş siyaseti izlemekten ve maruz kalmaktan…
Kutuplaşmalar, düşmanlık üzerine söylem geliştirmeler, takım tutar gibi parti tutup partiyi ve başkanı ayyuka çıkarıp eksiklerin ve hataların üstünü kapatmalar…
Dile getirenleri dışlamalar, çirkin ördek yavrusu ilan etmeler…
Ortalığı karıştırıp karıştırıp hakaretler savurarak utanmadan bir de isyan edip yeter diye çıkışmalar..
Sırf muhalefet olunacak diye terör örgütlerine bile destek olmalar, aklamalar…
Devletine ihanet etmiş olanları korumalar…
Daha neler neler sayılır…
Saymaktan yoruluruz ama her gün yeni bir siyasî yüz karalığına bizleri maruz bırakmaktan onlar yorulmazlar!
Millete hizmet edip millete yakışır bir temsiliyet göstermekten o kadar uzaklar ki!
Bir takım var ki ben seçmenimi temsil ediyorum ona yakışır bir profile bürüneyim hiç demiyor.
Racon kesmeler, iftiralar savurarak günü kurtarıp üste çıkma çabalarıyla seçmenin gözünü boyamaya kalkıyorlar.
Siyaset bu kadar lekelenmemeli.
Siyasete bu kadar kirli ve çirkin dil sokulmamalı.
Siyasete iki yüzlülük seviyesizlik girmemeli.
Poli-tika değil siyaset yapılmalı.
Zekâ ile, hazır cevaplılıkla siyaset yürütülüp gaye ülkemizi, milletimizi muaasır medeniyetler seviyesine taşımak olmalı.
Insana değer odaklı bir üslup benimsenmeli.
Lakin nerdeee! Neredeyse küfretmeyi meziyet sayacak bir politikacı profiliyle karşı karşıyayız.
Millet olarak bunu hak etmiyoruz. Böylesine gergin bir siyaset yürütülmesine ve milletin gerilmesine razı değiliz.
Çok kaygan bir bölgede ve elimizden alınmak istenen muazzam güzel topraklar da sürekli tehlike altında ve güvenlik bakımından bölgesel sorun varken bir de böyle bir iç politika benimsenmesi ülkeyi yoruyor.
Enerjimiz boşa harcanıyor.
Saygı denilen değeri yitiriyoruz. Bu topluma yansıyor ve küçüğünden büyüğüne saygısızlık yapmak normal karşılanır, egoyu yüceltip kibirlenmek marifet görülür oldu. Edep hak getire!
İnsanların birbirlerine olan bakışları bile değişti.
Kimse bunda siyasetçilerin payı yok demesin.
En büyük pay onlara ait. Siyasetçi toplumu inşa eder.
Siyasetçi toplumun değerlerini ve hassasiyetlerini gözeten dahası temsil edendir tahrip eden değil.
Tahrip, yıkım üstüne siyaset güdülmez.
Bu başta yaradılışa, insanlığımıza yakışmaz. Bünye kabul etmez efendim, artık etmiyor da!
Lütfen artık kendinize gelin kendinize!
Edep ya hu edep, edebi düstur edinin.
Edinin ki bu millete yakışır hale gelin.
Tam temsiliyet böyle olur vesselam..