Başlayıp biten bir döngüden daha fazlası olmalıydı hayat…
Yaşanmaya değer bir şeyler sunmalıydı insana…
Belki de hayat zaten yaşanılası idi ancak kör gözlerle bunu görebilmeye kabiliyet kazanabilmek pek de mümkün değildi.
Sabah uyanıp gece uyumaktan farklı bir şeyler ifade etmeliydi günler.
Her gün işe gidip gelmenin ötesinde bir şeyler…
Nefes alıp veriyor olmaktan hariç bir şeyler…
Bu denli sıradan olmalıydı…
Sahi hakikatte ne idi yaşamak?
Ya biz ne anlıyorduk yaşamaktan?
Aslında mucizevi bir olaydı sunulan şu dünya yaşamı…
Ufacık bir embriyodan meydana gelişin hikmeti…
Sperm hücresinin yumurtalığa ulaşana dek verdiği o harika mücadele…
Sadece güçlülerin ve pes etmeyenlerin ulaşabildiği son menzil…
Şanslı olan tek bir spermin yumurtanın içindeki yolculuğu…
Ya Rabbim…
Yaratmanın hikmetine ve sonsuzluğuna sınır yok…
Senin yüceliğine ve şanına sınır yok…
Allahu Ekber…
Dünya hayatına başladığım bu yolculuğun henüz başında iken başlamışım kendiliksiz bir mücadeleye…
Menzile varmak için önüme çıkan türlü türlü engelleri geride bırakarak yaşamaya hak kazanmışım…
Gayret ve aşk ile…
Peki şimdi nedir bu başıboşluk hali?
Nedir bu tembellik?
Neden bunca telaşın içinde gayeyi unutuş?
Böylesi uzayıp gidecek sorular ve ben korkacağım…
Biliyorum…
Sorularım arttıkça kendimi bu kadar kaybetmiş olmanın verdiği utanç ile korkacağım…
Ama korkmak yetmeyecek…
Neyi değiştirecek korkmak diye soracağım o vakit kendime…
Belki bir idrak gelecek ve uyanacağım…
Uyanıp kendime gelecek ve silkineceğim…
Bu mücadeleyi boşuna vermediğimizi söyleyecek tüm hücrelerim bana…
Belki de bir vakit gelecek kendi hakikatime uyanacağım…
Ama evvela hissedeceğim…
Evvela hayranlık devşireceğim…
Ki boşa gitmesin sunulan bu ömür…
Önce kendime hayran olacağım…
Allah Azimüşşan’ın yüceliğini beşerimde keşfe çıkacağım…
Bir nefese muhtaç oluş ile aslında ne kadar acz bir yaratılışa sahip olduğumu fark edeceğim sonra…
Bir Güzel’den o nefesin sahibine şükrü öğreneceğim…
Ve muhabbeti hayatımın tam da orta yerine koymayı bir vazife bileceğim…
Gelecek zaman kipiyle çekimlediğim bu eylemlerimi ân’da hayata geçireceğim…
Ân’ın hakikatine düçar bir yürekle şimdinin gerçeğine Sen’inle hayran olacağım…
Ve bu aciz tüm bunları:
Şimdi, şu an, burada ve Sen’inle yapacağım…
Şimdi, şu an, burada ve Sen’inle…
Şimdi, şu an, burada…
Şimdi, şu an…
Şimdi…