Sen’sin cânıma cân…
Sen’sin bana yoldaş olan…
Sen demeye nasıl da alışır dilim durmadan…
Sen dedikçe eylenir derdim Bir ile şâdan…
Sen…
Sen…
Sen…
Ağğ ki Sen…
Muhabbetin bağında yol gösteren Sen…
Karanlığın koynunda bana yoldaş olan Sen…
Nefsin çukurunda ellerimi tutup ayağa kaldıran Sen…
Düştüğüm vakitte beni kendime getiren Sen…
Sen olmasan derler ya hep…
Ağğ ki Sen olmasan ben harab, bitap ve bî-çare…
Ağğ ki Sen olmasan olamam dahi bir ân…
Sen hayatın anlamı…
Varoluşun sebebi…
Aşkın tecellisi…
Teslimiyetin misali…
Nasıl da coşar içim Sen dedikçe…
Nasıl da kaynar gönül Sen deyince…
Aşk mı ki bu? Sevda mı? Nedir bilmem…
Bildiğim o ki,
Sen dedikçe nasıl huzur bulduğum…
Muhabbet gülşeninde aşkına kurban olduğum…
Bülbül gidip bülbül geldiğin diyarına hayran olduğum…
Aşkının ateşiyle beni Sen’den bulduğum…
Varlığının hakikatiyle gönüle dûş olduğum…
Ağğ ki Sen…
Ağğ ki…
Ağğ…
Sadece Sen…
Sen deyişlerime bir nidâ ki nasıl da yakar,
“Sen, hiç bir şeyin kalmadığı an sığındığım değil, her şeye sahip olduğumda yine de vazgeçmediğim, yâr’sın.. Sen’den başka her şey bana haram..
sühendancan/Sühendan Erdin”
SEN
Yorum Yazınız