Osmanlı’nın Balkanlardan çekilmesiyle birlikte bölgede yaşayan Müslümanlar çeşitli zulümlere uğramıştır. Yıllarca, asırlarca Müslümanlarla kardeş gibi (!) yaşayan Hıristiyan halklar, Osmanlı bölgeden çekildikten sonra Müslümanlara yapmadıklarını bırakmamışlardır.
Şahoviçi Katliamı Osmanlı’nın bölgeden çekilmesinin ardından yapılan en büyük katliamdır. 1924 yılının ortamını da düşünürsek katliam herhangi bir savaş ortamında yapılmamıştır.
Katliam 9-10 Kasım 1924 tarihinde gerçekleşmiştir. Osmanlı’nın Balkanlardan çekilmesiyle sürekli gerçekleşen baskılar, toplu kıyımlar ve göçe zorlama olayları Balkanlarda bulunan Müslüman nüfusu ortadan kaldırmaya yönelik hareketler olmuştur. Şahoviçi Katliamı da bunlardan biridir.
7 Kasım 1924’te Karadağlı komitacılar, Boşko Boşkoviç’i öldürdüler. Boşkoviç o esnada jandarma komutanlığı görevindeydi. Fakat asıl failler olayı bir Boşnak olan Jusuf Mehonjiç’in üstüne atıldı. Mehonjiç ayrıca Şahoviç ve Pavino Polje’de gerçekleşen katliamların sebebi olarak gösterildi. Boşkoviç’in cenaze töreni aslında kanlı bir intikam saldırısı olacaktı. Hükümetten izin alan 2000 komitacı Boşnakların üstüne saldıracaklardı. Hiçbir şeyden haberi olmayan Boşnaklar ise kaderlerine terk edilmişti.
9 Kasım’da Şahoviç ve Pavino Polye köylerine giren Karadağlı komitacı gözü dönmüşler Müslüman evlerine girip ateşe verdiler. Müslümanları toplu bir şekilde öldürdüler.
Ne kadar da üzücü… Bir devlet düşünün ki girdiği topraklara huzur ve barış ortamı getiriyor. O devlet çekildiği zaman ise kan gövdeyi götürüyor. Osmanlı gittiği hiçbir yerde insanların inançlarına dokunmamış, herkesin dilediği dini yaşayabileceğini taahhüt etmiştir. Bazı şehirlerimizde bulunan kiliseler ve sinagoglar nasıl da restore ediliyor. Çünkü bizim dinimizin gereklerinden biri de başka inanışlara saygılı yanaşmaktır. Efendimiz (SAV) ne kadar da güzel demişler Kafirun suresinde “ Leküm dînüküm veliye dîn” diyerek. Fakat Osmanlı’nın çekilmesiyle adeta gerçek yüzünü gösteren aşırı milliyetçi Sırplar ve Karadağlılar Müslüman komşularını, asırlarca beraber yaşadıkları kardeşlerini öldürmekten hiç de çekinmemişlerdir.
Bir de gözüme I. Kosova Savaşı geliyor. Osmanlı’nın kesin bir zaferle noktaladığı savaşı Sırplar alıyor, mağlup olan ve o savaşta öldürülen Lazar’ı ilahlaştırıyor ve bugünkü aşırı milliyetçiliğin temelleri daha o zamanlarda (1389’dan sonra) atılıyor. Sonra kendisine lider diyen bir kişi (Miloseviç) çıkıp aynı yerde “Türklerden intikam alma vakti gelmiştir” diyor. Türklerden kastı da Müslümanlar. Daha sonraki durum malumunuz.
Aliya İzzetbegoviç “ Unutmayalım unutturmayalım, unutulan soykırım tekrarlanır” demiş bir sözünde. Biz Balkan ülkeleri olarak bunları unutursak başımıza gelecek çoktur. Hele de birbirimizin arkasında durmazsak işte o zaman asıl felaket gelir. Ha 1924 Şahoviçi Katliamı, ha 1995 Srebrenitsa Soykırımı. Birbirinin adeta kopyası iki olay iki felaket… Yabende ekibi olarak bu tarz olayları unutmayıp her zaman sizlerle paylaşacağız.
Hayırlı haftalar dilerim efendim.