Mevlana’ya gönül veren Rumeli insanı, Kur’an ayetleri ve Peygamber efendimizin sözlerinden ilham alarak nasihatlerine kulak vermiş, hayatında uygulamaya çalışmıştır. Mevlana’nın sözleri yaşama işık tutmuştur. İnsan yapısını çok iyi bilen Mevlana mutluluğu ve huzuru, kişilerdeki sevgide, saygıda ve hoşgörüde görür. Kişinin mutluluğu,ailenin mutluluğu, sevginin, saygının, hoşgörünün varlığında mümkündür diyor Mevlana.
İletişim, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarındandır. İletişim, en genel ifadesiyle “bir arada mutlu ve huzurlu yaşayabilme sanatı”dır. İnsanlar arası ilişkilerde genellikle sözlü iletişim yolları kullanılır. Birçok kimse iletişimde tek çıkar yol olarak “konuşma dili”ni görür ve kullanır.
Bu konuda bir de uyarısı vardır Mevlana’nın. Konuşmana dikkat et!
İnsan ağzından çıkan sözler, bir selin yaptığı zararı yapabilir. Nice sözler iki dudak arasından çıktı mı, dostluklara son verir, aileleri perişan eder, nice gönüller yakıp nice evler yıktığına şahit olunur.
Hz. Mevlana şöyle diyor:
Ey dil, niçin susamazsın ?
Gerçi güzel söylediğin zaman bir güzellikler harmanı yaratırsın, ardından ateş gibi yakıcı kelimeler sıralar, kendi harmanını kendi sözlerinle yakarsın. Ağızda küçücük bir cirmin var, ama yaptığın ve yıktığın işler dağlar kadar büyüktür.
Mevlana gönüllerde yer aldı,kalplerde yaşamaktadır. Onu sevenler ona muhabbetle bağlıdır, çünkü o şöyle diyor:
Muhabbet ölüyü diriltir
Muhabbet padişahı kul eder
Muhabbet kirlilikleri temizler
Muhabbet dertlere şifa verir.
İşte bu muhabbet 744 yıldır durmadan dünyanın her yerinden akın akın insnları Konya’ya götürür, onunla buluşturur. Konya ve Mevlana bir muhabbet yeri olmuştur.
Mevlana dünün, bugünün ve yarının mürşididir.
Mevlana ve Mevlevilik Rumeli’de benimsenmiş, çok sayıda mevlevihaneler kurulmuş ve Mesnevi okutulmuştur. Mesnevihanlar yetişmiştir. Şeb-i Arus dergisi yayınlanmıştır. Mevlevi şairler yetişmiştir Rumeli topraklarında. Şiirlerinde Mevlana yüceltilmiş, Mesnevi övülmüştür.
Hersekli Arif Hikmet Meavlana’yı şu kıtasındaki misralarla övüyor:
“N’ola naliş – geh-i uşşak olursa hak-i Mevlana
Mübarek asitandır asitan-ı pak-i Mevlana
Eder tayy-ı cihan-ı marifet evvel sülukundan
Aceb bala – rev- i irfan imiş sellak-ı Mevlana”
Mevlana’nın büyük eseri Mesnevi’yi de şu mısralarla övmektedir :
“Habbeza mesnevi-i mu’cize-fen
Eser-i aşk-ı pak-i Mevlana
Her sözü sırr-ı sırr-ı Kur’andır
Kaddesallahu sırrahul’a’la”
Üsküp şairi Yahya Kemal, “Mevlana’ya pek vakıf değilim, ama yine de onun hayranıyım” ifadesiyle Mevlanâ sevgisini dile getirmekte ve “İsmâil Dede’nin Kâinâtı” isimli gazelinde Mevlânâ’ya olan sevgi, saygı ve yakınlığının kıyamete kadar devam edeceğini belirtmektedir:
“Mesnevi şevkıni eflake çıkarmış nayız
Haşredek hem-nefes-i Hazret-i Mevlana’yız
Sine surah-be-surah kanar vecdinden
Teşne-i zevk-i ezel leb-be-leb-i sahbayız
Şeb-i lahutda manzume-i ecram gibi
Lafz-ı bişnev’le doğan debdebe-i manayız
Meyi peymane-be-peymane döken sakîden
Yine peymane diler neşve-i ser-ta-payız
Şems-i Tebrîz hevasıyle sema’ üzre Kemal
Dahil-i daire-i bal ü per-i Monlayız.”
YA HZ. MEVLANA HAK DOST
INŞALLAH aydinlatmaya devam.Sağol Eyüp Abey
Ellerinize ,yüreğinize sağlık,çok güzel anlatmışsınız,
devamı gelsın Eyüp abey
Sag ol yazmaya devam biz gurbette olanlar degerli yazilarini bekleris
Allah Razi olsun Eyüp abey ellerine sağlık!