“Ey inananlar, sizden öncekilere yazıldığı gibi (günahlardan) korunmanız için sizin üzerinize de oruç yazıldı.” (Bakara/183)
BismAllah, O Allah ki yönlendirendir, Rahman’dır merhameti çok olandır, Rahim’dir ruhu açan ölmüş ruhlara can vererek bağışlayandır, tek övülecek olandır, inanç günümüzün sahibidir ki iman isteyendir, kulluğu bilenlere lütuf ihsan eyleyendir, hak’ikat tarikini gösterendir, Kendine yönelenleri nimet verdiği ile mutlu kıldığı dostların tariki silsilesine alandır, O’nun öfkesine uğramış nurundan uzaklaşmış olanların yolundan ayrı durulmasını dileyendir.
Yemeyi içmeyi kesip de oruca niyet ettiğinizde orucu put edinmeyin. Havanın aydınlanmasından sonra yemeyi kesin, hava kararınca orucu bozun. Bir vakit önce ya da bir vakit sonrayı dert edinmeyin. Niyetinizin içine girin ve orucu içinize sindirin. Gecenin içinde muhakkak az da olsa yiyin, açlığı abartmayın. Ramazan ayının haricinde üstüste oruç tutmayın. Geçmiş zamanlarınızın orucuna niyetlenmeyin, an’ı kaybetmeyin, geçmişteki bir günün orucuna niyetlendiğiniz vakit o günün telefisini ifa etmiş olmazsınız, çünkü o gün geçmiştir. An içinde kendinize fayda getirecek olan niyete bürünün. İçinde bulunduğunuz an’ı çok yiyerek zayi etmeyin, midelerinizi şişirecek kadar yemeyin. Acıkmadan aş almayın, doyduktan sonra yemeyi kesin. İşte bu O’nun üzerinize helal kıldığı oruçtur, bunların dışındaki şekiller size helal değildir.
Rabbim, takva ehlinden olmamızı, perhiz edip, namaz kılmamızı, oruç tutmamızı emrediyor.
Oruç, insanın duygu ve düşüncelerini inceltir. İnsanı şefkatli, merhametli yapar. Oruç, insanı sabra, dayanıklı olmaya alıştırır.
Oruç ma’nevî duygulara güç verir. Ruh, şu ten kafesine bürününce maddenin etkisi altında kalarak hayvansal duyguların tutsağı olur. Oruç ve riyazet yoluyla maddî arzuları zayıflatmak, ruhsal hisleri güçlendirmek mümkündür. İşte bu yüzdendir ki bütün velîler ve peygamberler riyazet yapmışlar, oruç tutarak yücelmişlerdir. Peygamber Efendimiz, henüz kendisine peygamberlik gelmezden önce Hira Mağarası’na çekilir, riyazet yapar, çok az yer, derin tefekküre dalardı. Oruç tutmayı seven Peygamber (s.a.v.), Medîne’ye gelmezden önce her ay üç gün oruç tutmayı tavsiye ederlerdi. Medine’ye hicretlerinden bir buçuk yıl sonra oruç tutmayı emreden âyetler inmiş, Ramazan ayında oruç tutmak farz kılınmıştır.
Ramazan, oruç-ibadet-riyazet ile infaktır, kalbi neşeye değil hayra açmaktır, affedicilik ile bağışlanma temizliğidir, düşünceden dile-gönülden amele paklıktır, çalıp oyma eğlenme israf etmek değil kendine dönme tefekkür ile aklıselim ayıdır.
Savm (oruç) eylemek, dili tutmak, kendini korumak, yemeğe-içmeğe dikkat etmektir. Bütünleşen dinlerin ortak ibadetidir oruç. Önce zahiren bedeni bağlantı olarak da ruhu batınen korumaktır oruç. Aynı zamanda sabır vardır ki irade gücünü arttırır, mahluk yaradılışı eşref ile birleştirir oruç ki eşref-i mahluk eyler, akıl dizginleme görevi görür nefsi kontrol eder.
Ey inananlar, takva ehli olun, perhiz edin, oruç ayına doğru nalınlarınızı çıkartın, son çevrimde riyazat edin. Orucunuzu tutun ki felaha erenlerden olasınız. Oruç ayının son günlerinde cehd edin. Görmediğiniz şeylerden atıp tutmayın, gözlerinizi güzelliklere açın, çirkinliklere kapatın. Celali tekamül vesilesi ve imtihan aracı bilin, çok sabredenlerden olun, kalbinizi ocak edinin, belalara ateş isteyin. Kalbinizi hayra açın, kalbe yerleşip karar eden hayr, oradaki tüm kirleri aşk ateşinde yakın. Ateş için güzel görün, güzel işitin, güzel konuşun, kalp kırmayın. O, her kalbin içinde. Gönül haktan gayrı ile kirlenirse o gönül O’ndaki hakka mahal olamaz, o halde ey yakın duranlar, takvaya bürünün ve vakit namazlarınızı eda edin, ellerinizi ve yüzünüzü temizleyin, ayaklarınızın masiva tozunu yıkayın, suyu kalbinize akıtarak temiz düşünceyle salâta durun. Şüphesiz ki bu hakkınızda en hayırlısıdır.
Peygamberlerin varlığındaki İnsanlık örneği bağış ve affedicilik ile yardımdır hayatiyetleri…
İnfak, malın miktarından değildir, infak edenin fedakarlığındandır, o güzel insanlar darlıkta da infak edenlerdir, onlar ki O’na tevekkül ile darlıkta da bollukta da O’nun için infak eyleyenlerdir, ihtiyaç fazlasını sunanlardır.
Bedeninden malından ziyan (yardım) eyle ki vesile olsun ruhuna kazanç eyle, vebalden kurtuluş eyle ki manevi hayy’at buldur içinde..
Yaşlanın, gözü yaşlatın, can can’a yardımlaşın, gönlünüzü ilahi nur ile parlatın. İnfak ilahi emirdir, samimi cömertliktir, zengin fakir her kul’a farzdır, mükellefiyeti idrak şarttır.
Kur’an’a göre salih kul olmak ister isen, tefekkürü oruç ile, muhabbeti-namaz ile, infakı-zikir ile bütünleştir sen!
Hiç bir şeye sahip olmadığımızı anladığımız şu günlerde, bedenimizdeki can’ımız bile emanetken paylaşmanın huzuru ile bir’bir’imizin yardımına koşalım. Bizi Rabbimize yakin eyleyecek tek şey safiyetli amellerimizdir idrak’a varalım. Var’lık O’nundur, deyip olanı Hakk rızası için dağıtalım.
Dağıtanda toplayanda O’dur böyle bakalım.HŞY