Boşluğa yemin olsun ki siz O’nu ne kadar da çok övseniz yine de nimetin şükrünü ziyade eyleyemezsiniz.
Bu O’nun varlığının akıl almaz büyüklüğünün anlaşılması için sözün yetersiz kaldığı bir vakit söylenecek bir yemindir ki, siz ne kadar da çok anlamak isteseniz yine de O’nun rahmetine ihtiyacınız vardır.
O’nun rahmeti âlemlerin sebebidir. O, sayısız defa uyarıcı gönderdiği âleminizin düzenini düşünün. Ne kadar çok ibretlik hadiseler görürsünüz. Nimetin şükrünü yapamayan kişi kendini bir karanlığa atar. Aklın en çok uyarıldığı bir zaman diliminde pek azlarınız gönlü uyandırır. Çağınızın noksanlığı sevgisizliktir. Pek azları delilsiz sever. Bir ağacın yanından geçip de ağacın canlı olduğunu fark edip yaratıcısına hamd edenleriniz çok azdır. Siz her nimetin hakkını verin, oysa ki yürüyüp gidersiniz, ancak çok sevenler hariç.
Siz o çok sevenlere bakınca göreceksiniz ki onlar şükrünü O’nun adıyla ifa ederler. Her işlerinin başına O’nun adını koyarak O’na hamd ederler ve bu onların zorlanmadan yaptıkları övgüdür. Onlar yolda bir karınca görürler de ezmemek için yollarını değiştirirler. Artık ince düşünenlerin sayısı ne kadar da az. O’nun Kul’u ki derine daldığında bir saadet hisseder ve anmaktan gözyaşı döker. Kalbi taş olanlar saadeti bilemezler. Unutmayınız ki içinizde her nimetin izi vardır. Nimeti idrak sizin ihtiyacınız olandır. O’nun sizin anışınıza ihtiyacı yoktur fakat sizin vardır. Anış sertleşmiş kalbinizi yumuşatır.
Şimdi ey kendi bildiği düşüncelerinden öteye gidemeyen ve kendi içinde gönlünü O’na karşı kirleten ey gafil kişi! Bil ki, sen yerini bastığın yerin karanlık olduğunun farkında değilsin. Artık önünüze gelen fırsatı görmeyip de kendinizle var olmaya çalışanın yardımcısı şeytandır. Bil ki, şeytan solundan gelen düşüncelerden büyür, sen ne kadar gaflet içindesin ki yaptığını düşündüğün az bir ibadet ile nimetin şükrünü yerine getirip O’nu andığını düşünürsün. Bil ki, bu gafletlerin en ağırıdır. Çünkü sana bir yol sunduğunun teveccühünü sana O yakın kıldı. O, onun rahmetini üzerine kat kat verdi ve O, şefkatinin merhametini sana yakın eyledi. Bundan anlamayan aklın nefsinin kölesi olmuş da sen hala kendini araya koyuyorsun.
Ey inananlar! Ey inanmak için hiçbir delile gerek duymayanlar! Ey yüzlerinde rüzgârın izlerini bulup da gözleri dolanlar!
Bilin ki, siz çok seviliyorsunuz. Rabbime hamd olsun verdiği nimetlere, hamd alemlerin Rabbine. O, seni yeterince övemez, ancak O, senin dostunun övmesiyle övebilir. Rabbime hamd olsun ki dostuna, O’na yakın eyledi. Şimdi düşünme zamanı…
Saklamayın kendinizi âlemden, âlem sizde, sizde olun âlemden. Var’lığını sunmuş Hakk ne durursun köhne yerde, çık meydana dost gibi, korkma. Göster er olmaya gayret etiğini, yürüyorum, de, hidayete ermek için, dostum sundu hak’ikat şerbeti. İçiyorum kana kana, yana yana, içmeyen ne bilir, sorma bu tadı bana. Dosta yakınsan gel sen de iç uzak kalma, bir gün gelir ararsın pınar akışı kesilir sana, testin doluysa boşalt, dolu testiyle gelinmez pınar başına. Temizle testinin dolacak yerini, kirli yerden doldurulmaz pınarın temizi, doldur ki sun âleme Hakk şerbetini.
Saka ol susamış gönüllere, çekinme hizmetçisi ol cihanın, bak dost ne yapar daha görmez mi zahir gözlerin, herkese sunar gelen ilmi hakikatin. Boş âlem için yaşama sen sakın, toprak etme kendini ruhunu sakın. Yücelecek olan değil bedenin, toprağa girilmemesi gereken temiz ruhun. Sun etrafında ne varsa kişi yakın, ki bir kişi dahi kurtulmasına vesile olursan kazançlısın. Yollar çoktur O’na ulaşmak dileyenin, hak’ikat’e ermek için hidayete gelmelisin. Bir yol göster arkadaşına o da bilsin, girsin, kimse nasipsiz değildir, hepsi kulu Hakk’ın. Paylaş çokça dost sözün, neler varmış cihanda bilinip yürünsün. Sen O’ndansın önce kendin yürümesini bilmelisin, sen ne güzel seçilen bir topluluktasın. Gel uzak eyleme kendini yol yakınken kıymet bilesin, sonra geç olur, kurtlar kartallar var, bir çukura düşmeyesin, yerler bitirirler seni bu kadar masivaya dalmayasın.
Dost kanmaz boş sözlere, bakar temiz düşünce ile gerçek amele. Gel çalış yürü hizmet eyle ehli tarikte. Marifet burada arama kerameti başka yerde, ne geçmişte ne gelecekte, ulaştırır anda yaşarsan ehli tarik seni hak’ikat’e…HŞY