Öyle bir can ol ki, yeşil kıymetin içini göz ile gören yeşilin içinden doğasın..
Yeşil ışığın içindeki kuvvetin sarıdan doğan uzun ve ince zerrelerin evirip çeviren baskısına değen ve nefesin içine doğan Rabbimin arza inişini geceleri uyumayan O’nun kullarına O’ gösterir. Bu dokunuşun size nüzulünü layığıyla anlasanız bir kulüp deminden âlemi seyredeceksiniz. O zamanın üstüne çıkan dem O’nunladır. Bir çokları onları cin zann’eder. Topraktan olmayan o cinleri havaya teslim edince onlar tevazuyu unutup O’nun insana verdiği muhayyile gücünden faydalanarak çeşitli suretlere girerler. Cinleri görecek göz size verilmemiştir. O’nun bazı kulları hariçtir. O suyun akmasını fırsat bilen cinlerin nasıl bir suret olduğunu hayal etmeye başlamanız ile onlar sizin muhayyilenize tesir ederler ve sudan kuvvet alırlar. Suyu bol olan yerlerde cinleri korkuyla anmayınız çünkü muhayyilenize tesir güçleri onları güçlendirip istedikleri suretlerde size görünmelerini sağlayacaktır. Bu onların ilk yaratıldıkları suretlerinden ayrı olduğu için tevazudan uzaklaşan o suretleri def edişiniz sizin elinizde olmayacaktır. Onları ancak O’nun emin kulları def edecektir. O suretleri değişen cin O’nun emin kulundan korkar ve oradan uzaklaşır. O onu rüzgâra üfledi. Hızlı oluşu ondandır, ancak O’nun emrinize verdiği mülk âlemin toprak gücünü taşımayan cinler size dokunamazlar. Cinden korkanlar ve gördüklerini söyleyenler onların sonraki suretlerini görürler ki bu suretler Rabbinizin varlığını düşünmeniz ile hemen ilk suretlerine döner ve size bir zarar veremezler..
İnsana zarar veren kendi nefsinin ona yaşattığı ve dayattığı düşüncesidir. Zan budur. Cinler buradan güç toplar..
Dost duasıyla hemdem olana ise kendi düşüncesi galebe gelmez. Şunu idrak ediniz ki, Rabbim hayy’at bulan yeşil dostu iledir..HŞY