Kardeşlik nedir? Kardeş olmak ne anlama gelir?
Şöyle bir düşünelim… Kardeş olmak candan olmak demektir. Kardeş candan ötedir, yaslandığın bir dağdır.
Kardeşlik güven duyduğun bir limandır. Şüphesiz sırtını yasladığın, zor durumunda daim destek aldığın omuzdur.
Kardeşlik bağında çıkar gözetmezsin. Fedakarlık ve samimiyetle yüklü kuvvetli bir bağ vardır kardeşinle aranda.
Kardeşin üzüntüsü üzüntün, sevinci sevincin olur. İki elin kanda da olsa yardımına koşacağın canındır kardeş!
Fikrin farklı olsa da aynı amacı gütmesen de hoşgörüyle karşıladığın sevgiyle kuşattığın diğer yarındır kardeşin…
Kardeşlik kan bağıyla olsa da en yakın güven duyduğun dostunla da kardeşlik bağı kurabilir insan.
Velhasıl kelam önemli bir değer, kıymetli bir bağdır kardeşlik. Halel gelmeyecek ve sarsılmayacak bir bağ!
Ancak poli-tika kardeşim sözünü öyle bir diline doladı ki ayaklar altına aldı!
Manasını yitirdi.
Çıkarlar üzerine kurulmuş ilişkiler, zamanında birbirine kardeşim diyen kişiler gün geldiğinde birbirine sırtını döner oldu!
Aynı amacı paylaşarak yola çıkıp da kardeşim diyenler gün geldi makam ve mevki hırsı gütmekten birbirine düşman oldu.
Kılıçdaroğlu gibi günahı kadar sevmediği Erdoğan’a kardeşim der olundu.
Dış politikada ülkelerarası ilişkilerde devlet adamları birbirinin kuyusunu kazmalarına rağmen sözde hitaplarda “kardeşim” sözünü kullanır oldular!
Hal böyle olunca poli-tika yani iki yüzlülük içeren politika kardeşliği yok etti!
Basitleştirdi. Değerini yitirerek riyakarlık bağı üzerine kurulmuş bir ilişki haline getirdi.
Duyanlarda iğreti bir hal almaya başladı. Dahası kardeşim diye duyulan hitapların altında bir bit yeniği aranır olundu.
Halbuki kardeşlik samimiyet, güven, sevgi demekti. Dava yoldaşlığı demekti. İhanet ve riyakarlık içinde barındırmazdı.
Günümüzde öyle mi?
Yıllardır aynı davayı güden, aynı parti içinde yer alan ve birbirine destek olan, birbirine kardeşim diye hitap edenler bugün görüyoruz ki fikirleri artık birbirine uymuyor, aynı doğrultuda yürümüyorlar diye kardeşlik yabancılaşmaya dönüşüyor. Dahası içten düşmanlığa evriliyor. Meydanlarda birbirinin arkasından atıp tutmaya dönüyor.
Kardeşim diye sırt sıvazlayanlar kapalı kapılar ardında başka oyunlar peşinde oluyor.
Konjonktürel şartlara göre saf belirleyenler, tutarsızca tavırlar gelirtirenler bir gün kardeşim dediklerini öbür gün tanımaz oluyor.
Madem bu kadar kurulan bağ zayıftı öyleyse ne diye kardeşim diye hitaplar kullanıyorsunuz? İşte buna siyaset denmiyor. Buna poli-tika deniyor.
Siyaset yaptığını zannedip politika yürütenler ise her türlü değeri alt üst ediyor. Ağzında sakız çiğner gibi böyle kardeşliği çiğneyip bir kenara atıyor.
Velhasıl kelam poli-tika ne kardeşlik bıraktı meydanda ne de dostluk, yarenlik!
Hepsinin içini boşalttı yerine doldu riyakarlık!