Dünyada sorun kaynağı, teknolojik gelişmeyle hızlanan zenginleşme değil, hayat ile ölüm arasına aşılmaz duvarlar inşa eden sekülerleşmedir. Zenginleşme büyük ölçüde On dokuzuncu ve Yirminci yüzyılda, ortaya çıkan teknolojik gelişmeleri, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatta değerlendirme başarısıdır. Sekülerleşmenin tarihi ise, Habil ve Kabil ile başlamıştır.Onların temsil ettikleri iki kültürün çatışması, Kıyamete kadar devam edecektir.
*
Seküler kültür insanın hayatın, bütün boyutlarında etkisini gösteren pasıdır. Nasıl pas demiri tüketirse, inançsızlık da insanı tüketir. Nuri Pakdil’in önemle vurguladığı gibi: “İnsan Tanrı’dan koptukça pas yoğunlaşır”. Bütün insanlığın sekülerleşmenin, doğurduğu paslardan arıtılması, her toplumun yüz yüze olduğu, ekonomik sorunlardan çok daha önemlidir. Toplumlar kutsal kültürden uzaklaştıkça, paslanma ileri boyutlara ulaşarak, denetimden çıkmaktadır.
*
Dünyada bütün ülkelerin, üstesinden gelmek zorunda olduğu, değişik alanlardaki can yakıcı sorunlar, insanların paslanmalarından kaynaklanmaktadır. İnsanlarda giderek yoğunlaşan paslanmanın önüne geçebilmek için, görünen fizik dünyayı aşarak, daha engin, daha geniş ve daha anlamlı görünmeyen metafizik dünyaya açılmak gerekir. İnsanın dışında, ancak insana kendisinden daha yakın görünmeyen dünyanın bilgisi, kutsal kültürün Kutsal kitaplarındadır.
Dünyada krizlerin kaynağı, zenginleşmenin araçları değil, sekülerleşmenin amaçlarıdır. Bütün insanlığın, seküler kültürün zamanla değişen doğrularına değil, aşkın kültürün zamandan bağımsız doğrularına ihtniyacı vardır. İnsanların paslanması araçların, amaç edinilmesinden kaynaklanmaktadır. Değişen doğrularla, değişmeyen doğruların, bilincine varılmaz. Değişen değerleri, değişmeyen değerler olarak görenler, insanlardaki paslanmanın önüne geçemezler.
*
İnsanlar kutsal dünyanın bilgisiyle, seküler dünyanın burnuna halka takmasını başarırlarsa, zenginleşmenin göz kamaştıran ürünleri, çekiciliklerini yitirirler. Yaşanılan hayat kutsal kültürden soyutlanarak, seküler değerler her alanı işgal ederlerse, zenginleşmenin insanı baştan çıkaran ürünleri, bütün insanları peşlerinden sürükler. Sorun zenginleşmenin getirdiği, yeni ürünlerden önce, sekülerleşmenin değişmez sanılan doğrularıdır.
*
Doğudan Batıya bütün dünyasını sorunu, sekülerleşmeden zenginleşmesini başarmaktır. Hiçbir toplum elektriği bırakıp, gaz lambasına dönmek istemez. Teknolojik ürünler hayatı zorlaştırmak daha çok, hayatı kolaylaştırmak için geliştirirler.
*
Kutsal kültürün amacı, insanları hayattan nefret ettirmek değil, hayatı sevdirmektir. Dünyada insanlığın geleceği, seküler kültürün yüzeyselliğinde değil, kutsal kültürün derinliğindedir.
Kutsal kültürün kaynağını kurutanlar, teknolojik ürünlerle, gökten ateş yağdırırlar.
*
Sekülerleşme her şeydir diyenler sekülerleşmek için her şeyi yaparlar.
Seküler dünyayı kutsallaştıranlar, dünyanın altında ezilmekten kurtulamazlar.
Toplumların afyonu üretmek değil sekülerleşmektir.