Tuncay Özkan’ın FETÖ’nün TSK’daki elemanlarının listesinin yer aldığı, sahte deliller ve suçlamalarla kurmak istedikleri kumpasları yazdığı belgelerin içinde bulunduğu flash belleği bu hafta Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında gündemindeydi.
Kılıçdaroğlu grup toplantısında bunu dile getirdiği sırada Özkan bu belleği savcılığa teslim etti.
Tam 10 yıl sonra…
Neden bu kadar beklendi?
Mazeret belli… FETÖ her yeri sarmıştı kime güveneceklerdi.. 2007’de dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’a teslim ettiklerinde soruşturmanın Hava Kuvvetlerinde başlatıldığını ve sonuç alınmadığını, Adil Öksüz tarafından yok edildiğini ileri sürerek kendilerini haklı çıkarmaya yelteniyorlar.
Ondan sonra da Özkan’ın Ergenekon ve Balyoz davalarında tutuklandığını öne sürerek haklılıklarını kanıtlamaya çalışıyorlar.
Hadi diyelim ki o dönemde FETÖ güçlüydü ve TSK, Emniyet, Yargı her yerde etkin bir şekilde çalışıyorlardı.
Peki 17 Aralık’tan sonra hükümet ile FETÖ’nün arası iyice açıldığında ve devlete yönelik çirkin operasyonlar yapılarak ele geçirmek istedikleri anlaşıldığında terör örgütü olarak ilan edildiği 2013 yılında neden bu flash bellek teslim edilmedi?
2013’ten 2016 Temmuz ayına kadar 3 yıl neden hala elinizde tuttunuz?
Hadi diyelim ki hala güvenmiyordunuz!
Peki 15 Temmuz’dan sonra neden sustunuz da tam bir yıl sonra ortaya çıkıyorsunuz?
Amacınız FETÖ ile mücadele etmek değil miydi ki öyle diyorsunuz ya(!) o zaman bu suskunluk nedendi?
O kadar insanın öldürülmesine bu suskunluğunuzun da sebep olduğunu hiç mi düşünmüyorsunuz?
Amaç sözde FETÖ ile mücadele!
Tuncay Özkan bilindiği üzere Kanaltürk’ün sahibiydi ve Kanaltürk’ü Koza grubuna yani FETÖ’ye ait bir gruba sattı.
Koza grubuna satılmasına tepki gösterenlere ise sattıktan sonra Kanaltürk’te yapılan programa katılarak aldıkları için teşekkür etmekle kalmadı. Kanaltürk’ün güçlü olduğunu ve alan grubun önünü açarak güçlendireceğini söylüyor.
Özkan’ın bununla da vukuatı bitmiyor.
Gülen’in 1998 yılındaki MİT raporlarında isminin geçmesi üzerinde Kanald’de yaptığı bir programda “Efendim” gibi hitaplarla sorduğu sorularda onu temize çıkarmak için uğraştığı da görülüyor.
Dolayısıyla Özkan’ın neden bu kadar beklediği konusunda oluşan soru işaretleri böylesi bir yakınlıkta olduğu gerçekleri gün yüzüne çıktıkça daha da giderilmiş oluyor!
Diyecekler ki böyle bir yakınlık olamaz çünkü FETÖcüler Özkan’ı hapse attılar.
FETÖcülerin öyle sinsi ve kirli planları var ki hapse atarlar çıkarırlar kahraman ilan ederler ve sonra CHP’den vekil yaparlar böylelikle ana muhalefette yerlerini sağlamlaştırırlar ki daha neler neler yaparlar! Yaptılar da…
Sonra da ana muhalefet lideri FETÖ’ye terör örgütü diyemez, vekilleri FETÖcüleri ana kuzusu ilan eder, masum diye millete ateş açanlara sahip çıkarlar ve onlar için yürürler.
Yaparlar da yaparlar…
Sonra da bunlara karşı çıkıp tepki gösteren Bahçeli’ye karşı da Akşener gibi FETÖ ile yakın ilişkide olan ismi desteklerler..
Neden mi?
MHP’yi de FETö yuvası yaparak mecliste daha da güçlü olmak istedikleri için…
O zaman FETÖ’den gelen talimatlar daha kolay ve çabuk uygulandığı gibi daha etkili olacak da ondan…
İşte Bahçeli’nin mücadelesi böylesine çetindir.
Hem partisi hem de ülkesi için savaş veriyor.
Milli ve yerli olan ülke menfaatine olacak her şeye de katkıda bulunuyor ve yol açıyor.
Yeri geldiğinde de eleştirisini en doğru şekilde hakkaniyete uygun yapıyor.
Milleti gererek ortalığı karıştırmak isteyenlere karşı tepkisini koyuyor.
Bir taraf yürüyüşleri ile terör örgütleri ile yakın ilişkilerde bulunarak ortalığı geriyor diğer tarafta söylemleri ile…
Kriz yönetme gibi bir yaklaşım yok. Bu görevi de Bahçeli üstleniyor. Çünkü milleti gererek bir yere varılamayacağını tecrübe ile sabit kılmış bir devlet adamı olduğu için çok iyi biliyor.
Bu gerilime bir de medya destek veriyor.
Patlamaya hazır bomba gibi ortalarda dolaşan binlerce insan en sonunda birbirlerine patlıyor ve şiddet, cinayetler arttıyor.
Bahçeli işte buna dikkat çekiyor ve uyarıyor. Böylesi duyarlı liderlere daha çok ihtiyacımız var ve kıymetini bilmek gerekiyor. Yoksa gördüğümüz gibi çakallar iş başında!
Hem devletimizi hem de devlet adamlarımızı devirmek ve öldürmek için dört kolluyorlar.
Çok dikkatli olalım çok!
Yiğit olana da hakkını teslim ederek millet olarak koruma altına almasını da bilelim..