Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlardaki 550 yıl süren saltanatını çok acı bir şekilde kaybetmiştir. 1878 Berlin Antlaşması ile başlayan bu süreç 1. Balkan Savaşı ile son bulmuştur.
1878 Berlin Antlaşması ile;
1- Sırbistan, Karabağ ve Romanya’nın bağımsızlıkları koşullu olarak kabul edildi.
2- Girit, Osmanı Devleti’ne bırakıldı.
3- Rusya, Doğubeyazıt ve Eleşkirt’i Osmanlılar’a bıraktı.
4- Bulgaristan bağımsız bir prenslik olacak ve özel koşullarla Osmanlı Devleti’ne bırakılan Doğu Rumeli ve Makedonya vilayetleri üçe bölündü.
5- Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya ödemesi gereken savaş tazminatı 802.500 franka indirilerek taksite bağlandı.
6- Bosna-Hersek, Avusturya-Macaristan’a bırakıldı.
Bu şekilde Balkanlarda ağır bir şekilde toprak kayıpları verilmiştir. Özellikle de 1789 Fransız İhtilali’ndeki milliyetçilik akımı doğrudan doğruya Balkanları etkilemiş ve dönemin en çok ulusunu sınırlarında barındıran Osmanlı İmparatorluğu’nu derinden sarsmıştır. Bundan çıkarılabilecek sonuç ise bu milliyetçilik akımı ibaresi direkt olarak Osmanlı topraklarını parçalamak üzerine olmuştur.
Öte yandan Osmanlı’nın Balkan topraklarındaki asker sayısını da azaltması çetecilik faaliyetlerinin başlamasına sebep olmuş ve Kara Yorgi gibi Osmanlı’ya isyan eden birçok kişi ortaya çıkmıştır.
Yine bu dönemde adları isyanlara karışmış bu kişiler kendi uluslarında birer kahraman olmuştur. Sırplardan yine Kara Yorgi örneğini verecek olursak; Kara Yorgi 1. Sırp İsyanı’nın başarısızlığına rağmen daha sonradan Karadjrodjevic Hanedanı’nın kurucusu olarak kabul edildi ve zaman zaman bu hanedandan seçilen prensler ülkeyi yönetti. Bugün Belgrad şehrindeki en büyük kiliseye onun adı verilmiştir. 1. Kosova Savaşı’nda Sultan 1. Murat’ı şehit eden Miloş Obiliç’in soyadı şu anda Sırbistan futbol ligi ekiplerinden birinin adı. Ayrıca Bosna-Hersek Savaşı’nda Sırplara silah temin eden ve kendisi de bir silah tüccarı olan Zeljko Raznatovic, yani lakabıyla Arkan da bu kulübün bir süre başkanlığını yapmıştır.
Buna Bulgarlardan da aynı şekilde örnekler verebiliriz. Bulgar Şair Hristo Botev, Osmanlı’ya karşı savaşmış ve 1876’da 28 yaşında öldürülmüştür. Şiirlerinde işlediği milliyetçi düşüncelerle Bulgar milliyetçiliğine doğrudan katkılar sağlamış ve yine birçok Bulgar futbol takımının isim babası olmuştur.
Şüphesiz ki Osmanlı ile Hristiyan Avrupa Devletlerini ayıran en önemli bölge Makedonya olmuştur. Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nde bugün hala Makedon, Bulgar, Arnavut, Rum ve Türk nüfus olsa da artık beraber değil, ne yazık ki belirli bölgelerde yaşamaktalar. Balkan Savaşı’na kadar yaşanan süreçte ise çoğunlukla çetelerin Müslümanlar, bilhassa Türkler üzerinde çok büyük kıyımları olmuştur. Köyleri basıp silahsız insanların canlarına kıyarak burada yaşayan Türk halkını göçe zorlamışlardır. Bu çalkantılı dönem 1. Balkan Savaşı sonrasında Makedonya’nın bağımsızlık kazanmasıyla son bulmuştur.
Bu iki bölgede düzenlenen isyanlarda büyük devletlerin ve özellikle de Rusya’nın payı çok büyüktür. Uyguladıkları Panslavizm politikasıyla buradaki Slav toplulukları kendilerine çekmiş, ayrıca Fransız İhtilali’nin milliyetçi düşüncelerini de bahane ederek bu topluluklar başkaldırıda bulunmuşlardır.
Arnavutlar ise Balkanlarda milliyetçiliğin en koyu taraftarları olsa da Osmanlı’ya gönülden bağlı kalmıştır. Ancak 2. Meşrutiyet’in ilan edilmesinin ardından iktidara geçen İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin, Mebuslar Meclisi’ni açarken Arnavut Milletvekiline yer vermemesiyle Arnavutlar Manastır, İşkodra ve Tiran gibi önemli şehirlerde isyanlar başlatmışlardır. Özellikle orduda bulunan Arnavut askerlerin de orduyu terk ederek dağa çıkması isyanı daha da ağırlaştırmıştır. Arnavut İsyanının sonucu olarak Osmanlı’da hükumet değişmiş; Said Paşa Hükumeti yerine Ahmet Muhtar Paşa Hükumetinin iktidara gelmesine sebep olmuştur. 1912 yılında bastırılan bu isyan 1908 Meşrutiyetinin tam tersi yönde işlediğini de gözler önüne sermiştir. Sonuç olarak Arnavutlar da Kasım 1912’de bağımsızlığını resmen ilan etmiş oldu.
Osmanlı’nın Balkanlarda gerek diğer devletlerin kışkırtmasıyla gerekse de kendi içindeki hükumetlerin hatası sonucu 550 yıllık saltanat sürdüğü toprakları kaybetmiş veya elinden çıkarmak zorunda kalmıştır. Bağımsızlık kazanan veya kazanmaya hazırlanan uluslardan çıkan belli başlı isimler ise bu ulusların adeta kahramanları olmuş ve isimlerinin yaşatılması için de gereken her şeyi yapmıştır.