Yalnız vücudun maddi ihtiyaçlarını gidermek veya nefsi tatmin etmek için her istek ve arzuyu yerine getirmekle kendine olan vazifesini tamamlamış olup olmadığını düşünebilse insan. İnsanın doğal olarak varlığını devam ettirmek için maddi olanaklardan el çekemez, onları kullanmaktan vazgeçemez. Ama şu bir gerçek ki insanın maddi yönü yanısıra bir de ruhu vardır.
Peki ya ruhun ihtiyaçlarına hiç kulak verdi mi?
İnsan, bedenine ve ruhuna gereken ilgiyi gösterebilirse, işte o zaman daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürmüş olur. Gereken ihtiyaçları gidermekte özen gösterilmezse, beden ve ruhun uyumlu vazifesini yerine getirmesi bozulursa, o zaman bedensel sıkıntılar yanısıra ruhsal sorunların artmasının önü açılmış olur. Her ne kadar maddi imkanlar refahlı ve eğlenceli bir hayat sunarsa, ruhun yaratacağı boşluk insanın yaşamını olumsuz etkiler, ruh bunalımlarına yol açar.
Her maddi imkana sahip olmasına rağmen bazen insan ruhunun karardığını, hiçbir şeyden mutluluk duymadığını, hiçbir şey içini ferehlatmadığını söyler.
Ruhun karardığının farkına varıyor mu insan?
Ruha zehir saçan nedir?
Ruhunun en derinliklerinden başlayarak ne kadar karardığını, içinde ne denli karanlık istekler beslediğini herhalde fark edebiliyor insan.
İnsan için, ruh temizliği esastır. Yalan söyleyen, hilekarlık yapan, insanları aldatan, zulmeden, haksızlık yapan, yardım etmeyen, büyüklük satan, yalnız kendi menfaatlerini düşünen bir kimse, ne kadar insan görülse de hakiki insan oluduğu sorgulanmalıdır.
Ruhun temizliği, düşüncelerin güzelliğine bağlı olduğu bir gerçektir. Güzel düşünen insan, ruhunu güzel şeylerle süsler. Kötü ve olumsuz düşünceler ise mutlaka ruhu karartır, bu da yüze de yansır.
Ruhumuzdan ne kadar uzaktayız?
Ruhun güzelliğidir insanlara faydalı olan!
Dış güzellik gelip geçicidir, bugün güzel olan şey yarın çirkinleşmeş olabilir. Her şey aslında kendi güzelliğiyle varlığını devam ediyor.
İnsanlar arasında sıkça kulanılan kelimeler, ruhum sıkılıyor, ruhsuz insan, karanlık ruhlu, ruhun doysun, ruhun ölmüş, ruh yorgunluğu, ruhunla hissetmek, ruhum doydu gibi sözler insanın ruh durumlarının önemine dikkatleri çekmektedir.
Dinamik bir hayat yaşayan insanoğlu çoğu kez vücudunun istirahat etmesine ihtiyaç duyduğu kadar mutlaka ruhun da dinlenmesine ihtiyaç vardır. Ama çoğuk kez insan, ruhunu istismar etmektedir. Ruhunu pek önemsemediği bir gerçektir.
Ey insan, ruhuna dön, ruhunla barış!
İnsanlar genelde her şeyin temiz olmasını ister, sahip olduğu nesnelerin temizliğine özel bir özen gösterir, fakat sahip olunan varlıkların bazen kirlenmesi kaçınılmazdır, bundan dolayı hem birey hem de toplum olarak giderilmesi için bazı çalışmalar kaçınılmaz olur. Ya ruhumuza aynı özeni gösteriyor muyuz? Kirlenen ruhumuzu nasıl temizleyeceğiz?
İlk önce ruhun kirlenmesini fark etmek önemlidir, çünkü bu kirlilik gözle görünen bir şey olmadığı için kendi duygu ve düşüncelerimize duyarlı olmamız ve yaşadığımız olumsuz duyguları fark edip tanımlayabilmek gerekir. Karamsar ve kötü düşüncelerden uzaklaşan insan mutlaka ruhun çökmesini engellemiş olur.
Ruhlarda oluşan, öfke, nefret, suçluluk, kibir, kıskanma, korku, üzüntü gibi olumsuz duyguları algılamak önemlidir. Ondan sonra olumsuz duygulara neden olan düşüncelerimizi ve düşünce biçimlerimizi bularak olumsuz duygu aşamalarını görerek yeniden analizini yapmak gereklidir. Ruhumuzun temizlenmesine yardımcı olacak kendi ilgi, görgü ve yeteneklere göre farklı temizleme yöntemleri kendine göre formülleri oluşturmaktır.
Ey insan, sırtına vurup bir aferin için, sahte bir alkış için, samimiyetsiz bir aşkolsun için, destekleyen bir çıkarcı için, sevdiğini söyleyen bir yalakacı için ruh cevherini sakın kirletme! Çok büyük bir değere sahip olan ruhunu ucuza satma!
Hayatın gayesi ve anlamı yalnız maddiyat olduğuna inananlar ve bu doğrultuda ömürlerini tüketenler nasıl da aldandıklarının farkına varabildiler mi?
Maddiyat açısından zenginleşenlerin ruhlarının fakirleştiğini hissedebildiler mi?
Ruh zenginliğine hiç önem vermeyen insanlığın ne hale düştüğü gözler önüne serilmedi mi?
Nesiller boyunca maddi zenginliği artırmak için ruh yoksunlarının nasıl da çaresiz kaldıkları görülmedi mi bu dünyada?
Milyonlarca insanın açlıktan öldüğü, sefalet içinde yaşadığı, kıtlıktan perişan olduğu bir dünyada tüketme hırısının, israfın ne boyutlara vardığını görmüyor mu insan?
Hiç ruhu sızlamıyor mu?
Söylenen sözlerin, bile bile uydurulan yalanların, göz göre göre aslı astarı olmayan hakaret içerikli konuşma ve yazıların, bile bile yapılan iftiraların, gerçek dışı suçlamaların, susulması gereken yerde ileri geri konuşmaların, konuşulması gereken durumlarda ise ağız açmamanın ruha yaptığı etkenden bi haber midir insan!
Sadi Şirazi: “İnsan ruhunu iki şey karartır: susulacak yerde konuşmak, konuşulacak yerde susmak!” olduğunu ifade etmiştir.
Hayatın anlamı, gayesi madde olan insan, ruha da önem vermediği takdirde doğal dengeyi sağlamamış olur. Ruhsal ve maddesel ortak alan dengelendiği zaman her şeyin gerçeği anlaşılmış olur.
Vücudun maddi ihtiyaçlarını gidermek için nasıl ki gıdalara ihtiyaç varsa ruhu da gıdalarından mahrum etmek yani aç bırakmak bazı olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Beden gereken besini almadığında nasıl isyan sinyalleri verirse, ruha vakit ayırmamaktan besinsiz kaldığında o da isyan sinyalleri vermektedir.
İnsan, ruhuna ilgisizliğin bedelini ödüyor!
Hz. Mevlana’nın sözüne kulak vermekte fayda vardır: “Her gün kuruntu ve hayallerle, kar ve zarar düşüncesiyle meşgul oluruz. Bundan dolayı ruhun ne temizliği kalır, ne neşesi, ne letafeti ve nuru, ne de göklere çıkacak yolu!”
Keşke insanoğlu biraz kulak verse insan ruhuna ve ihtiyaçlarına… Onun da isteklerini dinlese…
Antik Yunan filozofu Aristoteles: Ruhun güzelliği, bedenin güzelliği kadar kolaylıkla görünmez.
İnsan unutmamalıdır ki, güzel şeyler düşünüp iyi işler yapan insanın ruhu sürekli gelişir. Ruhunda güçlü yönlerini daha güçlendirmek, zayıf yönlerini, kötü huylarını düzeltmekle ruhunda kaliteli değişim gerçekleştiren kişinin mutlaka ruhu güzelleşir ve ruhun ışığı yüze yansıyor.
Ne olurdu insanlık Hz. Mevlana’nın bu sözünü dikkate alsa: “Ruh, bedensiz bir iş yapamaz. Beden de ruhsuz olunca soğur, donar. Bedenin meydandadır, fakat ruhun gizlidir. Alemdeki bütün işler, sebepler, birbirine zıt bu iki varlığın birleşmesi ile düzene girer.”
Ne mutlu kötü huylarını düzelterek ruhunda kaliteli bir değişim gerçekleştirebilenlere!
muhteşem ruh rahatlatıcı bir yazı, eline , fikrine ve beynine sağlık Eyüp ağbicim
Allah razi olsun Eyüb abey
Gönlüne ve kalemine sağlık Rabbim daha. Nice gözle şeyler yazmak nasip etsin hürmetler
“İnsanın hırsı ve açgözlülüğü, mutlu olamamasının tek nedenidir”.
”Mutluluk elindekini sevebilmek ve onunla yetinebilmek tir”.
“Mutluluk, elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıdır”.
“Size kendinizden başka hiçbir şey, mutluluk getirmez”.
“Beklenti içinde olmak bir nevi esarettir, bağımlılıktır”.
“Kendinden başka bir şeye ne kadar çok bağımlı olursan,
o kadar az mutlu olursun. Mutluluk kendine yetebilmektir”.
“Başka birisinin sana çiçek getirmesini beklemeden
kendi bahçeni yap ve kendi ruhunu kendin süsle”.
“Akıl sahibi olmak ruh güzelliği kazandırır”.
“Şeref ve erdem, ruhun süsüdür; bunlar olmasa, beden asla güzel gözükmez”.
“Sadece bedenine değil ruhuna da değer ver ve gönlünü olgunlaştır.
Çünkü kişi; bedeni kadar değil, ruhu kadar insandır”.
”Gönül muhabbet ocağında olgunlaşır”. / “Beden ruh içindir, ruh beden için değil”.
“Ruhların alçalması, bedenin yüzündendir. Bedenlerin yücelmesi, ruhlardandır”.
“Mutluluk bilgi ile kazanılır”. / “Doğru düşünce bilgidir”. / “Akıl bilgi ile ruh sevgi ile sakinleşir”.
“…Sevgiyle düşünmekse ruhun kedi kendini iyileştirmesidir”. / “Akılla güçlenen ruhun nuru artar”.
“Ruh karanlık içindeyse yolunu bulmak için aklın aydınlığına ihtiyaç duyar,
fakat ruh aydınlanmış ise, kimse aklın kandilini aramaz”.
“Kendini bilmek ruhunu bilmektir”. / “İnsanı insan yapan bedeni değil ruhudur, ruhu ruh yapan
aklı değil kalbidir, kalbi de kalp yapan hisleri değil niyetidir”.
“Niyet kalbe istikamet çizer”. / “Niyeti kötü olanın attığı ok kendine döner”.
“İyi niyet kini yok eder”. / “Kin besleme, sevgi besle, sana diken atana sen gül at….”.
“Kin olmayan ruhta kir; benlik olmayan kulda da kötü düşünce olmaz”,
“Kötü düşünceden kötülük, iyi düşünceden iyilik doğar” .
“İyiliğin temelinde sevgi, kötülüğün temelinde sevgisizlik vardır”.
“İnsan yalnızca sevdiği zaman kötülük etmez”, / “Sevgi her zaman karşılık görür; kin de”.
“Başkalarının yanlışları ve kötülükleriyle uğraşarak ruhunu karatma,
düzeltilmesi gereken biricik insan kendin sin”.
“Ruhu herhangi bir biçimde karartan ne varsa, günahtır”.
“Beden temizliği nezaket, ruh temizliği zarafet sebebidir”.
“İçteki kiri su değil, ancak gözyaşı temizler”. / “Ruhun temizliği gözyaşı ile olur”
“Arıtılmış olan ruh, mutlu olan için bir süstür, mutsuz olan için ise bir sığınaktır”.
“Mutsuzluk yanlış düşüncelerimizin ürünüdür bizden kaynaklanır”.
“İnsanı mutlu kılan şey şartlar değil ruh yapısıdır”.
“Verebileceğin en cesurca karar, kalbini ve ruhunu inciten şeyi bırakmandır”.
“İyi kalpli olmak mükemmel olmaktan daha önemlidir”.
“Kalbin iyiliği ruhuna yansırsa doğrular seni bulur sende doğruları”.
“Doğru insanla birlikte olduğunuzda hatalarınızı kabul etmeyi öğrenirsiniz”.
“İnsanın olgunluğu, davranışlarının doğruluğundadır”.
“İnsanların size karşı davranışları kendi değerlerini belirler, sizin değerinizi değil“.
“Karşısındaki insanın iyi olmasını isteyen önce kendisi iyi olmalıdır”.
“Benlik davasını bırak, muhabbetten olma ırak,
sevgi ile dolsun yürek, hoşgörülü olmaya bak”./ “Hoşgörülü ol ki sana da öyle davranılsın”.
“Sevgi yüreğin güneşidir”. / “Sevgiyi yüreğinden eksik etme.
Sevgisiz bir yaşam, bütün çiçeklerinin ölmüş olduğu güneş olmayan bir bahçe gibidir”..
“Sevgiyi sakın ihmal etme. İnsan mutlu olduğunda daha iyi kalplidir”.