Sorarlar;
“Ezelde biz zaten O’nunlaydık.
O’nunla tam ve bütündük. Hiç kirlenmemiştik.
Şimdi neden O’nunla değiliz. Neden sadece ruhu yücelenler O’nunla? Ruhu yücelmeyenlerin O’ndan taşıdıkları öz O’na dönmeyecek mi?”
O’ndan olan O’na döner. Ezelde sadece O vardı ve O’nunla birlikte hiç bir şey yoktu. Sonra O bilinmek istedi Kendini bir aynada görmeyi diledi. Ve O yaratılışı bir emirle başlattı.
Zatından başka hiç bir şeyin olmadığı o âlemden sonra ilk bölünme oldu.
O isimlerine ayrıldı, orada O’nun bütün isimleri tam ve bütündü.
Bu bütün haline O “Habibimin hakikati” adını verdi. Bu O’nun rahme koyduğu alak’ın henüz annesinin rahmine ulaşmadığı ama yolda olduğu an gibidir. İlk bölünmede ruhlar ayrıldı fakat henüz maddeye inmemişti.
İlk bölünmede ayrılan ruhların her biri bir nizam ile O’ndan ayrıldı, uzağa düşenler olduğu gibi O’nun yakınında kalanlar da oldu, ikisinin arasında kalanlar da oldu.
İşte ‘beli’ diyenler ve ruhları O’na ulaşanlar en yakınına düşen ruhlar oldu. Cılız bir sesle ‘beli’ diyenler ise en uzak halkalara düşen ruhlar oldu.
Bu ilk bölünme olan gayb âlemi bir alt kata inince onun adına misal alemi dendi, bu âlemde uzak yakın ayırt etmeksizin herkesin içine O, bir öz üfledi.
O, onların içine bir kabiliyet koydu. Bu kabiliyet olmadan şehadet âlemine inilmezdi.
Üçüncü bölünme sonucu zuhur eden maddi âlemde her ruh bir alaka doğru çekildi. Bu O’nun cezbe kuralına göre işlendi. Yaratılış gereği kütlelerin hızla düşüşü sonucu oluşan çekim gücü her şeyi kendi yörüngesine koydu. Ruhları da kendilerine en uygun bedene çektiği ve koyduğu gibi… Taayyün böylece tamam oldu.
İşte bizim dünyamızda O’nu bilmeden ayrılanlar ilk bölünmede o O’na en uzak halkalara düşen ruhlardı.
O’nun ismi onlarda o kadar belirsiz idi ki, O’nun içlerine koyduğu kabiliyet o ismi geliştirebilirdi fakat şehadet âleminin kuralı olan beden gereği zafiyet gösterenler çoğunlukta kaldı.
Şimdi O bilmiyor muydu şehadet âleminin bu kabalığını!
O biliyordu da onun için içinize üfledi.
Hakk herkestedir.
Ama Hakk’ı bilecek aşk seçilmişlerdedir.
İlk bölünmede O’na en yakın halkaya düşen ruhlar süfli âlemde seçilirler ve O’na dost olurlar.
İşte, bunu değiştirecek hiç bir gerçek yoktur. HŞY