Rab’ıta unsuru varlığın varlığına ulaşmanın tek yoludur.
Rab’ıta, varlığını bağışlamak, (‘ıta) varlığa kendini vermek, Cemâl eylemektir..
Tasavvuf geleneğinden uzak olan insanların önyargı ile karşıladığı ve hatta tasavvufun içinde olanların dahi çoğunun sağlam oluşturamadığı bir Hakk’ikat’tir rabıta.
“Rabıta nedir? ” Diye soruyorlar!
“Nereye bakıyorsun?” Diyorlar!
“Nasıl yani fotoğrafa bakar gibi bir’inin yüzüne mi bakıyorsun?” Diyorlar!
İçsel oluşumların anlatımı ve tarifi mümkün olmayıp, sonsuz kelime hazinesine de sahip olsak anlatamayacağımız bir oluştur.
Bu sebeple yaşam içinde hayy’at bularak o içsel hayy’atı yaşamak gereklidir.
Rab’ıta Mürşid varlığına yöneliş olmadan bilinemez. Rabıtayı rabıta eyleyen de bilmez, hâli ve hâlini aktarması rabıtayı bildirir.
Rabıta, “Hadi bugün ya da bu gece rabıtaya girelim.” Diye bir şey asla ve katiyen değildir.
Son zamanlarda tarikat dışı çok popüler söylemle birilerinin telkiniyle diyorlar ki;
“Her sabah, gün içinde ve gece esmalarım var zikrediyorum.”
Allah’ı zikretmek muazzam güzel bir hadise, Rabbim arttırsın inşallah.
Peki sormak lazım; o esmanın, zikrin içinde, telaffuzunda, tekrarında ve ikrarında düşüncemiz ve hatta gönlümüz ne ile meşgul?
Dost varlığı silsileyi tarik, Mürşid Cemâl’i var mı?
Hani dedik ya varlığın varlığa rabtı şarttır.
Varlık sunacak Bir Dost elzem değil, Allah’ın emridir.
Allah c.c Fatiha Sûresi ile bunu açık ve net bir biçimde ayetinde vurgulamıştır, “Nimet verdiğim Dost’larımın yoluna gir.” Buyurmuştur.
Rab’ıta’da baş gözü yoktur, safiyetli düşünce varlığın madde ile işi yok ki. O’ varlık ki hiçliğe ilintili ve bilinmeyene gönüllü. Düşünceleri en iyi bilen sadece O’dur.
Rabıta her can’ın yaşam şekli olmalıdır, çünkü birkaç saat veya birkaç gün, ay, yıl yeterli değildir, canın bir ömrü lazımdır varlığına bir Cemâl ile dönük olmak, ruh-i aşk oluşturmak.
Ömrünü Allah’a adamak O’nun bizden niyazı ve muradı olan dileğini tamama erdirmeye gayret ve çaba göstermektir.
Velhasıl zikrimizin, esmamızın içine ne koyduk bir bakalım! Bakılacak olan yer rabıtanın içidir yani içinin içinde ne var.
İşitilen Mürşidimiz ise Dostlarının yoluna iletildik, Fatiha Sûresini gönlümüze indiriyoruz demektir..