Cumhuriyet kurulduktan sonra 1933 yılında Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip’in kaleme almasıyla tam 80 yıl her sabah öğrenciler okuyordu.
Her sabah soğuk, kış demeden öğrenciler bekletiliyor ve Milli Eğitim Bakanının yazdığı şiir ant diye içiriliyordu.
Sözde böylelikle vatan ve millet sevgisi aşılıyordu.
Lakin hepimiz o ant içme sıralarından geçtik ki vatan ve millet sevgisinin o ant içmeden ibaret olmadığını fark ettik.
2013 yılında sabah öğrencilerin ant içmesi okullardan kaldırıldı.
Geçen günlerde Tarık Akan’ın kurucusu olduğu Taş Mektebinde öğrencilerin yoğun isteğiyle(!) Atatol Beyramoğlu tarafından bir ant yazılmış
Öğrenci andında Atatürk sevgisi, adalet, eşitlik ve özgürlük içeren sözler var.
Cumhuriyet sevdalısı ve Atatürk aşığı olan okulda Taş Mektepteki öğrencilerin başarısı da buna bağlanarak sevinç ve gururla ulusalcı zihniyet tarafından anlatılıyor.
Bu mantığı akıl almıyor doğrusu!
Yıllardır bu ülkede andımız okundu, yıllardır Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi nesillere aşılandı.
Hala da ülkemiz bu ilkeler doğrultusunda yönetiliyor.
Sözde bu ilkeleri korumak uğruna da bir çok darbe yapıldı bu ülkede.
Yalnız eğitimdeki hüsran yıllardan beri giderek büyümekte ve bir türlü giderilememekte.
Bu durum günümüz hükümetine mahsus bir sorun da değil geçmişten geliyor.
Diyeceğim o ki bu kadar başarısız öğrenciler ve kalitesizleşen eğitimin mezunları Atatürk sevdalısı Cumhuriyet aşığı değil mi de başarısız oldular.
Öğrencilerin başarısını bu kıstasla sınırlamak nasıl mantıksızca bir haldir.
Elbette Cumhuriyet sevdası aşılanmalı nesillere, Cumhuriyet’in ne kadar gerekli ve korunması gereken bir rejim olduğu anlatılmalı lakin yalnızca bu sevda başarı getirmiyor.
Sevdanın yanı sıra güzel bir eğitim programı, kaliteli eğitim yöntemleri ile nesilleri eğitmek gerekiyor.
Taş Mektep’te verilen eğitim kalitesinden kaynaklı başarıyı böylesi ulusalcı bir zihniyetin saçma sapan putlaştırmaları yüzünden göz ardı edilip harcanması doğru değildir.
Atatürk ile ilgisi olmayan Atatürkçülükleri yüzünden yıllarca bu hale geldik.
Atatürk’ün ufuk açıcı ilkelerini modernleşme ve batılılaşma uğruna kullanarak ilkelerin gereğini yapmayıp Batı’ya hizmet eden bu zihniyet yüzünden bugün hala eğitim programımızı düzeltemiyoruz.
Ülkemize açtıkları yaraları bir türlü kapatamıyoruz.
Taş Mektebin başarısı takdire şayandır.
Verilen eğitimin kalitesi ve öğrenci yetiştirme programları bir değer taşımaktadır.
Dolayısıyla böylesi eğitim yöntemlerine ihtiyacımız olduğu açıktır.
Bunun ülke genelinde tüm okullara yansıtma önerisi verileceğine farklı şeylere bağlayarak birtakım ulusalcı Beyaz Türk zihniyetindekilerin yeniden ön plana çıkma ve eski şöhreti yakalama hırslarına hizmet eder hale dökülmesi çok üzücü..
Taş Mektebin böylesi kirli planlara gelmeyip isminin kirli zihniyet tarafından lekelenmesine izin vermemesi gerekiyor.
Yoksa bunlar bir kere leke çaldı mı bataklıklarına çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Aynı durum Başkomutan Kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk için de geçerlidir.
Cumhuriyet ve Atatürk kimsenin tekelinde değildir.
Nitekim Cumhuriyet de Atatürk’ün ilkeleri de gençliğe emanettir.
Damarlarındaki asil kanda Hakk’ın kudretini taşıyan o gençler de vatan ve millet sevgisi ve Hakk aşkıyla Cumhuriyet’i ve devletlerini bilgi ve ilimleriyle iç ve dış mihraklara karşı savunup iman dolu göğüslerini siper etmeye hazır ve nazırdır vesselam…