Allah katında din İslâm’dır yani hanif din olan tevhid dinidir. Musevilik ve Hristiyanlık tevhid dininin merhaleleridir. Hâl böyle olunca aynı şeylerin hükmedilmesine şaşmamak gerekir ki Hz. Musa ile de Hz. İsa ile de Hz. Muhammed (sav) ile de konuşan, tüm peygamberlere ve resullere vahyeden Allah, o Tek olan, Kaim olan, Ehad ve Hâlîk olan Hakk’tır. En basit inanç sistemlerinden ilkel olarak nitelendirdiğimiz kabile dinlerine kadar emirler bu nedenle değişmez. Öldürmek, çalmak, zina, yalan, aşırılık yasak edilmiştir. Yeryüzünde yaşayan her topluluk indirilenden, vahyedilenden kendi istidadınca pay almıştır, almaktadır ve istidadı gereği payına düşeni yaşamaktadır.
Hz. Âdem işlediği günahından dolayı pişmanlık duymuş ve affını talep etmiştir. Hz. Musa bir tokat atarak birinin ölümüne sebebiyet vermiş Hakk’tan bağışlanma dilemiştir. Samimice bağışlanma dileyen affedilmiştir.
Cenab-ı Allah af kapısını son nefese kadar açık tutmuştur ki diğer yandan İblis son nefese kadar insanları yollarından çevirmek için çalışacağına ant içmiştir.
Allah’tan kendisi için bağışlanma dileği olduğu gibi bir de insanın kendine karşı işlenen bir cürmü Allah için bağışlayıp O’nun rızasını kazanması söz konusudur. Hz. İsa kendisini öldürenler için, Peygamber Efendimiz (sav)Taif’te kendisini taşlayanlar için “Rabbim onlar bilmiyorlar.” Diyerek Allah’tan onları bağışlamasını dilemiştir.
Mesela Buda dininde der ki;
” Hınca hınçla karşılık verilirse hınç ortadan kalkar mı?”
Burda amaç kötü olan ve Allah’ın rızasının olmadığı bir durumu ortadan kaldırmaktır aslında. Bu nedenle Allah (cc) Kur’an’da kısasa izin vermiştir ancak affetmenin, bağışlamanın daha güzel olacağını emir buyurmuştur.
Allah’ın merhametine mazhar olmak için merhametli olmak gerekir. Varlığa sevgi, şefkat, merhamet ile muamele etmek gerekir. İnsan için var olanın sadece an olduğu bilinmelidir. Geçmişte olanlara takılı kalınmamalıdır ki gelecekte ne olacağımızı anda ne olduğumuz belirleyecektir.
Hakkımızda olumsuz bir şey işittiysek; “Şu kişi bana niye böyle dedi?” Diye kişiyi sorgulayacağımıza; “Bendeki hangi sebepten dolayı bunu işittim?” Diye düşünülüp istiğfar edilmelidir ki affa nail olunsun. Tevazu ile yönelinip hatalar, günahlar için bağışlanma dilenmelidir. Bir hadis-i şerifte ifade edildiği gibi merhamet etmeyene merhamet edilmez, bilinmelidir.