Kur’an-ı Kerim’in 107. suresi olan Mâ’un, keIime anlamı olarak yardım ve zekât manalarını taşır. Bu surenin Arapça yazılışı, okunuşu ve Türkçe meali nedir? Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu âyet-i kerime hakkında ne buyurmuştur?
İniş sırasına göre on yedinci, mushaftaki sıraya göre 107. sûredir. Tekâsür sûresinden sonra Kâfirûn sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 4-7. âyetlerin Medine’de münafıklar hakkında indiğine dair rivayet de bulunur. Sûrede, biri Allah Azimüşan’ın nimetlerini ve hesap gününü inkâr eden nankör, diğeri amellerini gösteriş için yapan riyakâr olmak üzere iki tip insan tasvir edilmektedir. Sûre adını son âyetinde geçen mâûn kelimesinden almıştır. “Eraeyte, Eraeytellezî, Dîn, Tekzîb, Yetîm” adlarıyla da anılmaktadır.
Mâ’un Suresi Arapça Yazılışı
Mâ’un Suresi Arapça Okunuşu
Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.
Eraeytellezî yukezzibu bi’d-dîn
Fezâlike’l-lezî yedu’ul-yetîm.
Ve lâ yehuddu alâ ta’âmi’l-miskîn.
Feveylun lil-musallîn.
Ellezînehum an salâtihim sâhûn.
Ellezînehum yurâûn.
Ve yemne’ûne’l-mâ’ûn
Mâ’un Suresi Anlamı (Meali)
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
Din gününü (İslam’ı, ahirette ceza ve mükâfatı) yalanlayanı gördün mü?
İşte o, yetimi itip kakar.
Yoksulu doyurmayı teşvik etmez (önayak olmaz).
Şu namaz kılanların vay haline!
Onlar namazlarından gafildirler (önem vermezler).
Onlar gösteriş (için ibadet) yaparlar.
Ve onlar en küçük bir yardımı (zekâtı) da engellerler.
Mâ’un Suresi Hakkında Hadis-i Şerif
İbnu Mes’ud (r.a) demistir ki: “Biz, Resulullah (s.a.v) zamaninda tencere, kova gibi esyalari ariyeten vermeyi (Maun suresinde zikri gecen) yardim (maun) addederdik.”
Hasancan Albayrak