Cenâb-ı Hakk manevi kardeşliği güzelliklerle bütünleştirmiştir.
Allah insanların kalben birbirine bağlanmasını ister. Manevi kardeşliği bir yolda bütünleştikleri ribatlarda, (15/47) içleri-dışları bir olup karşılıklı oturdukları ve yüzleri de gönülleri de birbirine güzelliklerle dönüktür. Aşırı dünya sevgisi, oluşacak her günahın başıdır ve bunda kin-kıskançlık en önemli sebeptir. Bu sebebi ortadan kaldıracak olan güzelliklerle dolu birlik anlamında sohbet, muhabbetlerle oluşturulan kardeşliktir.
Allah insanları birbiri ile dener (25/20) ve sabredenlerden olur muyuz diye sınavdan geçirir; sınamak, denemek ister.
Peygamberler ümmetleriyle, ümmetleri peygamberleriyle, insanlar birbirleriyle tecrübe edilirler.
“…festebikul hayrat…” (2/148)
Cenâb-ı Hakk bizi O’na dönük hizmetler doğrultusunda olmak ve bu imtihanı güzel bir şekilde geçmemiz için yaratmıştır. Kur’ân anlayışı doğrultusunda birbirimize hizmetin Hakk’a hizmet olduğunu idrak etmeliyiz.
Dolayısı ile yukarıda belirtilen ayet içinde Cenâb-ı Hakk bizden hayr da yarışmamızı, hizmet ehli olmamızı istemektedir. Allah yolunda hizmet eden her ferde, topluluğa, idarecilere saygılı olmak durumundayız. Fakat hizmeti nefsimize dönük etmemeliyiz.
Allah yolunda hizmet eden gönüller saraydır. Saraylara niyaz eyleyelim.
Arşı tutan O’nun güzellikleri ve arşın etrafındaki O’nun dostlarıdır. Rabb’lerini daima tesbih ederler, mağfiret dilerler. Ve Hakk’ın arşı rahmetiyle ve ilmiyle kuşattığına niyaz ederler, huzurda tövbe edenler ile tabî olanların günahlarının sevaba çevrilmesini isterler. (40/7)
O bir pınardır ki ondan, Rabbine yakın olanlar içer. (83/28)
Hakk Teâlâ, Musa Peygamber’e:
“Seni zatım için seçtim, yetiştirdim.” (20/41)
Benden başkası seni meşkul edemez. Geçici tatlar ve zevkler seni benden alamaz. Yer ve gök benim katımda söz sahibi olamazlar. Cennet seni doyuramaz, ateş seni korkutamaz. Mülkün sende kıymeti yoktur. Yokluk seni düşündüremez. Hiçbir bağ seni benden çekemez. Benden başkası seni meşgul edemez. Herhangi bir şekil seni eğlendiremez ve bana perde olamaz. İstek ve şahsi duygular burada yer alamaz.
İşte, tasavvufi manada mürşid bağlılığı… HŞY