Asıl olan madde ile mânânın bir olduğunu, birlikte yaşandığını kabul edebilmek.
Misal bugün madde ile madde alırsınız, sizin mânânıza hükmeder. Mânânıza vakit ayırırsınız, maddenize hükmeder. İşte bu size bir karakter biçer. Nasıl mı?..
Madde peşinde koşanın beklentileri de maddeden yanadır. Bir süre sonra beklentileriniz karşılanmadığında aklınızdan ve dâhi gönlünüzden tabiri caiz ise şu sözler dile dökülür:
“Para verip alıyoruz, bizi koyduğu hale bak?”
Sözler öyle derindir ki hele ki sizi anlatıyorsa…
Tam da bu noktada mânânıza da söz ettirmemek adına, birlemek gerekir. İkisini birleyen görünmez bağlar vardır, bunlardan bağları en kuvvetli kılan ise hizmettir. Hizmet, beklentisiz yapıldığı müddetçe yerini bulmaktadır.
Malınız ile elde ettiklerinize mânânızdan bir tutam duygu katabilirsiniz o vakit hizmet kendisini gösterecektir.
Örneğin maddeniz ile size hizmet etmesi için aldığınız bir aracın sizi yolda bırakmasına, mânânızdan bir sabır ile tebessüm etmelisiniz. İnanmalısınız ve daim güvenmelisiniz, bu size aracınızı tamirhaneye itmenizi sağlayacak güçlerdir. Bu “hizmettir”.
Barınacak bir çadır kurmazsanız, tehlikelerden kendinizi koruyamazsınız. İşte madde size barınacak bir çadır yapmanızı sağlar.Bu “hizmettir”.
Fakat inanırsanız bu değersiz gördüklerinizden hizmet görebilirsiniz.
Aynı şekilde içten ettiğiniz bir duâ da karşılık beklerseniz bu inancınızın ve güveninizin zayıflığını göstermektedir.
Madde sizden karşılık beklemez, mânâ da sizden karşılık beklemez.
Madde âlemi de mânâ âlemi de Hakk’ındır.
Ve Hakikat sizden karşılık beklemez!..
Ya siz?
Bir olan âleme hizmet etmek için, kendinizden ne beklemektesiniz?