Şükürler olsun ki Cenab-ı Hakk, bizleri bir Kurban Bayramı’na daha eriştirdi. Şükür ki fakirin yazısı da bayramın ilk gününe denk geldi. Siz değerli okurlarımızın Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlarım.
Hz. İbrahim (AS) bir gece istirahat halindeyken alemi manada bir zuhurat görür. Bu aslında Allah-u Teala’nın kendisine bir vahyi idi. Kurban kendisine emrolunmuştu. 12 yaşındaki oğlu Hz. İsmail (AS)’e gördüğü rüyayı anlattığı zaman ‘Babacığım, emir olunan şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun’ cevabını aldı. Hz. İbrahim bıçağını ne kadar vurduysa oğlunu kurban edemedi. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk, kendisine kurban etmesi için bir koç gönderdi.
Bu konunun iki kısmı vardır. Kurban vak’asının hem batıni hem de tasavvuf yönünden neticeleri bulunmaktadır. Evlat, nefsin en kıymetli parçasıdır. Hiçbirimiz evlatlarımıza kolay kolay kıyamayız değil mi? Tasavvufi olarak kurban, nefsinden geçimektir. Nefsin fısıltılarına kulak tıkayıp ruhu yüceltmeye çalışmaktır.
Batıni olarak da yardımlaşmayı sağlamaktır. Çevremizde fakir insanlar olabilir. Bir gün bile et yiyemeyecek insanlar görebiliriz. Kurban hadisesinde de önemli olan fakir fukaraya yardım etmektir.
Cenab-ı Allah, Hac Sûresi 37. ayette şöyle buyurur: Onların etleri ve kanları Allah’a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız O’na ulaşır. Allah onları size böyle boyun eğdirdi ki, sizi doğru yola ilettiği için O’nun büyüklüğünü anasınız. (Ey Muhammed), güzel davrananları müjdele.
Rabbimiz burada iyilik yapmadan, fakir fukarayı gözetmeden değil, kendiliksiz, beklentisiz bir şekilde yardımlaşmayı buyuruyor. Yoksa kurbanı keselim, bir kısmını bayramda yiyelim bir kısımını donduralım anlayışı doğru değildir. Güzel davrananlardan olalım inşallah.
Kurban teslimiyetin sembolüdür. Fedakarlığın, benliği yok etmenin, nefsi alçaltıp ruhu yüceltmenin ifadesidir. Bayramlar manevi dostluk ve kardeşlik içindir.
Tasavvufta derviş teslimiyetlidir, canından geçendir. Daha evvel belirttiğimiz gibi kurban, nefisten ve benlikten geçmektir. İşte Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’den geçmesi de bu nedenledir. Hakk’ın buyruğuna teslim olmasıdır. Hz. İsmail’in de canından geçmesi yani teslim olması nefsini kurban etmesi değil midir?
Saygılarımla bayramınızı tekrar kutlarım.