Dünya üzerinde birkaç kredi derecelendirme kuruluşu tarafından Türkiye’ye notlar veriliyor. Kredi derecelendirme kuruluşları, genel olarak bağımsız olarak çalışmakta olan, borçlunun kredibitilesi yani kredi yönünden güvenilirliğini, borcunu zamanında ve düzenli ödeme kapasitesini ölçer, standart ve tarafsız görüş bildirir. Fakat bu kuruluşlar Türkiye’ye karşı neredeyse hiçbir zaman şeffaf olamadı.
Kredi derecelendirme kuruluşları şirketlere ve ülkelere çeşitli notlar verirler. Bu notlar sayesinde yatırımcılar hangi ülkeye, hangi şirkete yatırım yapmanın daha az risk taşıdığını rahatça görebilirler. Bu sebepten ülkeler ve şirketler bu kredi derecelendirme kuruluşlarından yüksek not almak için uğraşmaktadırlar. Kredi derecelendirme kuruluşları not verirken, kredileri geri ödeyebilme yeteneği, faiz, verilen kredi sınırının kullanılma oranı, tüketim alışkanlıkları, mevcut borç miktarı gibi çeşitli verilere bakarak karar vermektedirler.
Türkiye’nin kredi derecelendirme kuruluşlarıyla sınavı 1991 yılında başladı. İlk yatırım yapılabilir notunu 1992-1993 yılları arasında alan Türkiye, 1994-2012 yılları arasında hiçbir zaman yatırım yapılabilir seviyede not almadı.
Dün, günün ilk saatlerinde kredi notumuzu düşüren S&P (Standarts and Poors) şirketi 1994 yılından bu yana, yani 24 yıldır Türkiye’ye yatırım yapılabilir notu vermedi.
2008’de yaşanan büyük kriz Avrupa’yı ve ABD’yi vururken Türkiye ekonomisinin bu krizden az zarar görmesi de bu şirketler tarafından görmezden gelindi.
2012 yılına kadar bu böyle devam etti. Daha sonra Fitch ve Moody’s şirketleri Türkiye’ye ‘en düşük seviyede’ yatırım yapılabilir notu verdi. Geçtiğimiz yılın başında verdiği notu geri aldı Fitch. Moody’s ise 2013 yılında verdiği notu 2016 yılında, hain darbe girişimi sonrasında geri aldı.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notları piyasalar genel olarak ciddiye almıyor. Mart ayının başında Moody’s, zaten düşük olan notumuzu yine düşürdüğü zaman piyasalarda pek de olumsuz bir etki olmadı. Aslında belki de Moody’s, bu notu neden verdiğini kendisi bile bilmiyordur.
Her zaman güvenilir midir bu kuruluşlar? Tabi ki hayır.03
Biliyoruz ki kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri bu siyasi taraflı ve piyasa gerçeklerinden tamamen uzak. Önümüz seçim ve Standarts and Poors Türkiye’nin notunu yine düşürdü. Zamanlaması da o kadar manidar ki. Her ne kadar bugün seçimle bir alakasının olmadığını açıklasalar da ortada aleni aşikar bir durum var dostlar: Amerika Türkiye’ye son barutunu attı ve yine vuramadı! Rusya, İran ve Türkiye ortak Pazar kurup bir de doları dışlayınca Amerikalılar çılgına döndü. Onlar da bu şekilde çocukça bir yaklaşım ile New York merkezli Standarts and Poors’u kullandılar ama beceremediler.
İçte FETÖ, dıştan PKK/ PYD/ YPG gibi örgütlerle siyaseten ve stratejik olarak Türkiye’yi hedef alan Amerika ekonomi piyonunu da sahaya sürdü. Tahminimizce bu oyun da tutmayacaktır. Amaç Türkiye’yi güçsüz göstermek, 2seçimlere acaba bir şey karıştırabilir miyim’ davası gütmek ama artık oyun bitti. O efendiler şunu iyi bilsinler ki onlar ne kadar küçük bir Türkiye istiyorlarsa biz o kadar büyüğünü istiyoruz.