Kısa bir aradan sonra tekrar merhaba.
Geçtiğimiz Cuma gününden itibaren 3 gün Kosova’daydık. Çok sevdiğim Prizren’i 6 ay sonra görebileceğim için hem heyecanlıydım hem de seçim sonrası durumu da merak ediyordum.
Cuma akşamı muazzam bir Türk- Tasavvuf Musikisi konserine gittik. Sanatçılar eserleri yorumlarken bizlerin de kalplerimizin pası silindi. Bu arada serin Balkan havası da bizlere hoş geldiniz diyordu adeta. Serin havada içimizi ısıtan bu topluluğa tekrar teşekkür ederiz.
Konserin ardından Prizren sokaklarında gezerken seçim atmosferinin çok çabuk yaşanıp bittiğini gördüm. Bir saman alevi gibi…
Cumartesi günü sabahtan Prizren’i gezecektik. Yol yorgunluğunu atamamanın yanına bir de yağmur eklenmişti ama Prizren’in içinde yaptığımız o güzel gezinti her şeye değerdi. Tarihi ‘Namazgâh’ı ziyaretimiz sırasında yaşadığımız ilginç bir olayı anlatmak isterim. 1999’da Sırpların bölgeye saldırılarının ardından Namazgâh’ın sadece mihrap kısmı ayakta kalmış. Türk Tabur Görev Komutanlığı’nın bölgeye intikalinin ardından Namazgâh TİKA ortaklığı ile aslına uygun olarak restore edilmiş. Ziyaretimiz sırasında yoldan geçmekte olan bir kişi aracından başını uzatıp ‘Osmanlı torunları’ diye bize seslenmesi gülümsemelere neden oldu. Geçmişten gelen bu bağın kıymetinin her zaman korunması ve savunulması gerektiğini düşünmekteyim. Tekkelerin faal olduğu bir yer Prizren. Şeyh Hüseyin Şişko Efendi ile başlayan turumuz Kurila Mahallesi’nde bulunan Kadiri Tekkesi ile son buldu. Son buldu bulmasına ama Maraş bölgesinin yeşilliği ve kelimelerle anlatılamayacak güzelliği karşısında, ne kadar yorulsak da dayanamadık ve Maraş bölgesinin gezilmesinin ardından iftara kadar biraz dinlenmek maksadıyla otele geri döndük.
Buraya bir parantez açmak istiyorum. Prizren’de Ramazan ayında gündüzleri dışarıda kahve, sigara içen yemek yiyen insan yok denecek kadar azdır. Hıristiyanlar dahil, yıllardır iç içe bulundukları Müslüman komşularının oruçlarına büyük saygı gösterirler.
Akşam ise orada bulunan dostlarla iftar yaptık. Tasavvuf ve Türk Müziği’nin en güzel eserlerini dinlemek bizim için bir keyifti. Otele geri döndük çünkü hem ertesi günü Yakova ve İpek’e gidilecekti hem de gün içinde toplam 15 kilometre yol yürüdüğümüz için artık iyice yorulmuştuk.
Pazar günü ise Prizren Sinani Tekkesi Şeyhi Hüseyin Şişko’nun yardımıyla Yakova şehrine doğru hareket ettik. İlk olarak Büyük Çarşı’nın girişinde bulunan Sadi Tekkesi’ni ziyaret ettik. Yolumuz uzun ve gideceğimiz yerin de çok olmasından dolayı her tekkede çok kalmamak durumundaydık. Öğleden sonra İpek şehrine doğru hareket ettik. İpek Halveti Tekkesi Şehzadesi Niyazeddin Yunik tarafından büyük bir saygı ve özlemle karşılandık. Aynı saygıyı ve özlemle biz de kendisine mukabele etmeye çalıştık. Kendilerine ayrıca hediye ettikleri kitap için de teşekkür ederim. Arnavutça ‘Tasavvufta 40 makam’ adlı eseri okumaya ve çözmeye çalışıyorum hayırlısıyla.
Akşam Prizren’e döndükten sonra Prizren Melami Tekkesi ve Raif Vırmiça Beyefendi bizleri iftara davet etmişlerdi. Kendilerine sağladıkları muazzam ortam için teşekkür ederiz.
Prizren ziyaretimizin tadı damağımda kaldı adeta. Tarihi bağımızın çok güçlü olduğu Prizren’de 3 gün geçirmek nefes almak gibiydi. İnşallah yakın zamanda tekrar gitmek nasip olur. Muhabbet ile.