Sırbistan, Kosova üzerindeki hayallerinden vazgeçmedi ve vazgeçmeyecek. Burası su götürmez bir gerçek. 1995- 1999 arası bölgede yaşanan savaşlarda kıydıkları masumlar, dünyaya bir manifesto niteliğindeydi. Fakat kendi hesaplarını Allah’ın hesabından üstün tuttular ve bu savaşı kaybettiler. Aslında bunun adı soykırım olmalıdır. Gereği de yapılmalıdır.
Sırplar savaşı kaybetti kaybetmesine ama bağımsızlık sürecinde Kosova’nın önüne her fırsatta taş koydular. En basit örneği, bugün Kosova’nın uluslararası bir telefon kodu olmamasının nedeni Sırbistan ve Rusya’dır.
Kosova ile Sırbistan arasında sınır olmasına rağmen karayoluyla Kosova’dan Sırbistan’a geçemiyorsunuz. Eğer pasaportunuzda Kosova mührü varsa Sırbistan sınır kapılarından geri dönme olasılığınız muazzam derecede yüksek. Savunmaları da oldukça basit ve komik: ‘ Biz bu ülkeyi tanımıyoruz.’
Dünyanın 114 ülkesinin tanıdığı, birçoğunun tanıma aşamasında olduğu bir ülkeden bahsediyoruz. Gözlerini öylesine intikam hırsı bürümüş ki, yeni Cumhurbaşkanı bile ‘Kosova dahil tüm Sırp topraklarının’ korunmasından bahsediyor. Vucic’e bir şey demeyeceğim bu yazıda. Zira kendisi Rusya’nın kendisine biçtiği rolü oynuyor.
Sınır konusuna geri dönersek, en son mağdur Kosova’nın eski Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga, Belgrad’a ‘İyi Günler’ festivaline gitmek için yola çıktı, fakat Kosova- Sırbistan sınırında durduruldu ve Sırbistan’a alınmadı. Sebebi de kendisine eskort aracı ve güvenlik sağlanamayacak olması. Böylesine absürt bir gerekçeden dolayı kendisini Sırbistan’a almayanlara da ateş püskürdü Jahjaga.
Jahjaga eğer Belgrad’a gidebilseydi, son Kosova Savaşı’nın ardından kadınlara gösterilen şiddeti anlatan kitabını tanıtacaktı. Artık Sırplar bundan mı çekindi, bilemeyiz. Fakat bu tutum gerçekten hoş bir tutum değil. Sırbistan artık 90’ların siyasetinden vazgeçmeli. Kosova, 2008’in şubat ayında bağımsız bir devlet oldu. Bunu kabul etmeliler.
Onlar öyle yapadursunlar, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı BUSMEK (Bursa Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları) tarafından Priştine’de dikiş nakış kursları verilmeye başlandı. Dikiş- nakış kursundan ne olacak deyip geçmeyelim, zira oradaki insanlar ekmeklerinin derdindeler. Evlerine kendi alın terleriyle kazandıkları ekmekleri götürmenin derdindeler. Kursun 28 öğrencisi, iki vardiya şeklinde eğitim görmekteler ve toplam 200 saat boyunca da ders alacaklar. Biz de buradan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Altepe ve BUSMEK yetkililerine şükranlarımızı iletiyoruz. Kosova’nın bizim gibi dostu oldukça sırtı yere gelmeyecektir, biiznillah.