26 hafta geçti Süper Lig’de. İlk haftalarda Aykut Kocaman takımın istikrarsız tablosu için bir çeşit bahaneler üreterek taraftarı sakinleştirebiliyordu. Yine de çatlak sesler çıkmıyor değildi. Yine de sabrettiler. Takımlarını desteklediler. Çünkü Kocaman’a güvenleri sonsuzdu. Takımlarına olan güvenleri de. Ancak Aykut Kocaman, haftalar geçtikçe yaptığı bariz hatalarla işleri çığırından çıkardı. Dün akşam olduğu gibi.
Geçen haftaki yazımda maça kontrollü başlama konusunda uyarılarda bulunmuştum. Fenerbahçe, karşılaşmaya kontrollü de başladı. İlk 30 dakika kontrolü elinde tutarak rakibe üstünlüğünü kurmaya başladı. Ataklar da buldu. İlk yarının sonuna kadar da Galatasaray taraftarı “eyvah” demiştir illa ki. Çünkü ilk yarı böyle bitecek olursa ikinci yarının hemen başında yapılacak oyuncu değişiklikleri takımlarının mağlubiyetlerine neden olabilirdi. Fenerbahçe taraftarı da öyle umuyordu. İkinci yarının başında yapılması muhtemel bir Valbuena değişikliği takımı ayrı bir havaya sokabilirdi.
Haftalardır serzenişte bulunup duruyoruz. Hocam! Allah aşkına nedir bu Dirar aşkı? Yeteneksiz, top sürme, oyunu okuyabilme kabiliyeti olmayan bir adam neden her hafta ilk on birde şans bulabiliyor? Alper ondan çok mu daha yeteneksiz? Sorsan da zorunluluktan oynatıyorum orada der. Tamam da onun da yerine en az iki tane daha oyuncu var takımda. Valbuena sağ açıkta oynayamaz mı? Aatif oynayamaz mı? Sonra; hadi Türkiye Kupası’nda kaybedilecek bir şey yok. Mehmet Ekici’nin maç eksiğinin olduğu %100 görülüyor. Bu kritik maçı mı buldun ilk on birde oynatacak? El insaf artık!
Yine maç esnasında değişikliklerin dakikaları da yine eleştirilecek cinsten. Senin bu maçı kazanman lazım hocam. İki ön liberodan birini feda et al Fernandao’yu. Dirar’ı çıkar al Valbuena’yı. Kaybedecek neyin olur ki? En azından ileri uçta savaşan bir takım çıkarırsın. Yenilsen de önemli değil. Bu taraftar sana küsmez. Kadıköy’de kaybedilen en son derbide (Beşiktaş 4-3’lük meşhur karşılaşma) yenilen Fenerbahçe’yi taraftar bağrına bastı. Yenildi ama verdiği mücadele taraftarın gönlünü aldı. Ancak korkak kadro ile yapılacak iş ancak bu kadar oluyor.
Takımdaki ruhsuz hava bariz bir şekilde görülüyor. Akhisar karşısında alınan yenilginin ardından takım zaten psikolojik olarak çökmeye başladı. Malatya’da uzatmaları oynuyordu. Artık tamamen de bitti. Bu saatten sonra Fenerbahçe’yi şampiyonluk havasına sokamazsınız maalesef. Takımdaki bu kocaman ruhsuzluk artık tribünleri de isyan ettirdi. Bu sezon ilk defa stat kapalı gişe bir maça sahne oldu. Fenerbahçe Kulübü futbolcuları, teknik ekibi ve yönetimi! Siz bu saatten sonra bu lig bitene kadar bu taraftarın yarısını bile göremeyeceksiniz artık. Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı.
Bülent Yıldırım’ın skandal kararları da maça damgayı vurdu. Derbi hakemlerinin şanssız bir yönü var. Gördüğünü çalmadıktan sonra iş başka bir hal alıyor. Mehmet Ekici’ye verilmesi gereken iki sarı kart, Fenerbahçe’ye verilmeyen 2 net penaltı ve Fernando’ya çıkması gereken kırmızı kart… daha neler neler. Bülen hoca! Sen değil miydin Akhisar deplasmanında aynı pozisyonda faul yapan Alper’e kırmızı kart çıkaran? Şimdi ne oldu? Evde mi unuttun kartlarını? Yok efendim Soldado da Serdar’ı çekiyor o yüzden ikili mücadeleden penaltı olmaz. Peki pozisyonu bir daha hatırlayalım. Soldado, Serdar’ı ne zaman çekiyor? Yere düşerken. Olay ikili mücadelen çıkıyor demek ki.
Artık Fenerbahçe’nin pes ettiği açıkça görülmekte. Psikolojik olarak da toparlanmaları çok ama çok zor. Fikstür avantajı falan da kalmadı. Kendi lehlerine çevirebilecek maçlarda kaybedilen puanlardan sonra artık toparlamak çok ama çok zor. Bugün Başakşehir-Beşiktaş maçından bir tarafın alacağı üç puan Fenerbahçe’ye bir darbe daha vuracak. Dönüşü olmayan haftalara girildi. Fenerbahçe de toparlanması zor bir hata yaptı. Yeniden yükselişe geçmesi biraz zor. Lig Fenerbahçe için bu maç sonunda bitti çünkü.