Geçtiğimiz haftadan beri siyasi içerikli yazılar yazıyorum. Aslında siyasetten uzak durmak istiyorum fakat duyduklarımdan, gördüklerimden ve okuduklarımdan o kadar rahatsız oluyorum ki elimden başka bir şey de gelmiyor.
Bu Avrupalılar neden bazı şeyleri anlamakta zorlanıyor? Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı ve şimdilik ara verdiği Barış Pınarı Harekatı bir etnik kimliğe karşı değildir. Suriye’nin kuzeyini terörden arındırmak içindir. Düşünün ki evinizin dışından biri sürekli camınıza taş atıp sizi rahatsız ediyor. Hatta bazen evinizin camını da kırıyor. Ne yaparsınız? O şahsı evinizin çevresinden uzaklaştırırsınız değil mi? Türkiye’nin yaptığının farkı nedir?
Afrika’da Müslüman katline girişmiş Fransa, şimdilerde kalkmış diyor ki ‘Türkiye Kürtleri katlediyor’. Biz bu masalları yıllardan beri duyuyoruz. Aynı coğrafyada asırlardan beri omuz omuza, kapı kapıya, yan yana yaşayan iki halkın arasına nifak tohumu sokmaktır bu. Fransa ya geçmişini unutmuş ya da bizim coğrafyamızda başka işlerin peşinde.
Charlie Hebdo saldırısı sizi yaraladı değil mi? Nasıl yürüdünüz o meydanlarda? Yanlış anlaşılmasın, terörü kesinlikle desteklemiyorum ve terörün her türlüsüne de karşıyım. Söylemek istediğim şudur: Biz terörden 35 yıldır çekiyoruz.Türkiye teröre savaş açınca da kendi canınız terörden yanınca da ortalığı velveleye veriyorsunuz. Bu kadar iki yüzlü olmayınız efendiler.
Başlıktaki sözü ne kadar da güzel söylemiş büyüklerimiz. Kişi kendinden bilir işi… Şimdi kendi tarihini unutan Alman, Fransız, İtalyan… Kim varsa şunu iyi dinlesin. Sizin zamanında uyguladığınız katliam ve soykırımları da unutmadık. Ey Fransa! Ruanda ve Cezayir’i unutmadık. Kimsenin aklıyla alay etmeyin. O bölgede teröre ne kadar destek verdiğinizi bir inşaat firmanızdan biliyoruz. Bunu ben kendim uydurmuyorum; Suriye’de kurulan şantiyeniz ve terör odaklarına verdiğiniz lojistik destekten dolayı yazıyorum. Her şey ayan beyan ortada.
Bu yazımın ardından mümkün mertebe siyasetten uzak kalacağımı da belirtmek isterim.
Saygılarımla efendim.