Anadolu insanı sanatının en güzel örneklerini, Semerkant’tan Saraybosna’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya yayılan camiler, dergahlar, türbeler, kervansaraylar, çarşılar, köprüler ve çeşmelerde vermiştir. Onun sanatı, değişik şehirlerde birbirinden güzel yüzler kazansa da, en büyük eserlerini İstanbul”da vermiştir. Büyük Sinan ile Anadolu insanının sanatı, doruk noktasına ulaşmıştır.Kanuni Türklerin, Barbaros denizlerin, Sinan kubbelerin sultanıdır.
Ademoğullarının tarihinin her döneminde, ölümsüz sanat eserleri, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın odak noktasını oluşturmuşlardır. Bu bağlamda, yeryüzünün ilk sanat eseri, gerçeğin değişmezliğinin simgesi, yeryüzünün gökyüzüne açılan kapısı, Kabe’dir. Bunun için, Titus Burchardt, kutsal kültürün sanatını, yalınlığın getirdiği güzelliğin erişilmez örneği Kabe ile başlatır. Anadolu insanının sanatının zenginliği, Kâbe’nin yalınlığından kaynaklanır.
Kabe ile bütünleşmiş camilerden su kemerlerine kadar mimarinin her alanında ölümsüz eserler veren Büyük Sinan, Anadolu insanının erişilmesi mümkün olmayan zirvesidir. İstanbul’da Allah’a adanan Süleymaniye sanki yeryüzünde insanlar tarafından değil de, gökyüzünde melekler tarafından yapılmışcasına mükemmel ve kusursuzdur. Süleymaniye olmasaydı, yalnızca Avrupa’nın değil, dünyanın kültür ve sanat merkezi İstanbul olmazdı.
Büyük Sinan’ın gökyüzünü yeryüzüne taşıyan kubbeleri, bütün insanlığın ulaştığı teknolojik ve bilimsel bilgi birikiminin ışığında bile sırları, bütünüyle çözülemeyecek mükemmelliktedir. O İslam öncesi, tek örnek olan, Ayasofya’da erişilemeyen kubbe büyüklüğünü, mekan birliğini ve simetrik bütünlüğü Selimiye’de gerçekleştirmiştir. Büyük Sinan ile İstanbul ve Edirne, duvarsız, kapısız, bir açık hava müzesine dönüşmüştür.
Kubbelerin Sultanı Sinan’ın Mevlana’nın ünlü pergel metaforunda olduğu gibi, gönlü Kabe”de, aklı bütün dünyada olmuştur. O her eserini gönlüyle düşünmüş, aklıyla da inşa etmiştir. Bu yüzden, Onun eserleri, Rönesans mimarisinin ana ilham kaynağı olmuşlardır. Başta Roma olmak üzere bütün Avrupa başkentleri İstanbul ile yarışmışlardır. İnşa edilen kubbelerin büyüklüğü ve yüksekliği, devletlerin en önemli güç göstergesi olmuştur.
Yeni yüzyılın Sinanları, kubbelerle birlikte kuruluşların da sultanları olmak zorundadırlar. Anadolu insanı, onaltıncı yüzyılda Büyük Sinan’ın kubbe inşa etmekte gösterdiği ustalığı, kurum inşa etmede göstermelidir. Anadolu’nun girişimcileri, hayatı bütün boyutlarıyla kucaklayan ve zenginleştiren Süleymaniye yapılar topluluğu gibi, şirket toplulukları oluşturmalıdırlar.
Kubbeler kültüre, kuruluşlar ekonomiye canlılık kazandırırlar. Anadolu insanı Süleymaniye’yi inşa etme gücünü göstermeseydi, İstanbul dünyanın kültür ve ekonomi merkezi olamazdı.
Kurumlar kubbeleri izlerler. Kubbeler şehirlerin hayat kaynaklarıdır.
Sinan Süleymani’nin,Selimiye’nin sultanıdır.
Sinan Osmanlıdır, Osmanlı Sinan’dır.