Evren en küçük ayrıntısına kadar düzenlenmiştir. Gezegenler yıldızların etrafında, uydular gezegenlerin etrafında tıpkı devran dönermiş gibi döner. Toprağa ektiğimiz küçücük fidan yıllar sonra koskocaman ağaca dönüşür. Biz insanlarda aynı düzen içindeyiz, belirli aralıklarda nefes alıyor ve kalbimiz atıyor. Milyonlarca canlı ve cansız varlık yaratmıştır, aynı anneden doğma farklı renk, yüz ve parmak izine sahip insanlar, binlerce ağaç ve bitki türü var. Aynı ağaç türlerinde yetişen farklı meyve sebzelerin ve diğer yiyeceklerin tadını küçücük dilimiz ile alabiliriz . Peki bunlar mucize değildir de nedir? Elbette bu düzenin ve mucizelerin bir yaratıcısı vardır.
Anne karnındaki bebeği düşünün. ALLAH aklı olmayan hücreleri harekete geçirmesi ile hücrelerden organlar oluşuyor. Ve böylece anne karnında tastamam bir insan yavrusu meydana geliyor. Hiç aklı olmayan hücreler biraraya gelerek bir canlı oluşuyor. Peki bir insan bunu başarabilir mi? Yaptığı bir robota ek parçalar takmadan robotun büyümesi ve gelişmesi imkansız. Ancak Cenab-ı HAK’a göre bu hiç zor değil.
Bilim insanlarına göre vüdumuz bir canlının yaşaması için en uygun biçimdedir. Eğer gözlerimiz çok az ölçüde aşağıda olsaydı bulanık görürdük veya nesneler ve insanlar ile her zaman çarpışırdık.
“O’nun katında herşey bir ölçü iledir.”
Rad suresi, 8.ayet
Yaratılış hakkında RASULULLAH (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“ALLAH vardı. O’ndan önce hiçbir şey yoktu. Arşı da su üstünde idi. Sonra gökleri ve yeri yarattı. Zikirde (levh-i mahfuzda) her şeyi yazdı.”
Evrendeki her şey ve herkes bir istila ve çoğalma peşindedir. Fakat Cenab-ı HAK’ın yarattığı bu düzen bunu engellemektedir. Eğer besin zinciri olmasaydı bu Dünya yok olabilirdi. Mesela bir mikrorganizma uygun şartları bulduğunda hızla çoğalmaktadırlar. Böylece bütün Dünya’yı istila edebilirler.Ancak bazı düşmanlara mağruz bırakılarak bu engellenmiştir.
Bizi muazzam bir beden ve akılla bu güzel Dünya’ya bırakan ve bizi nimetlerinden mahrum bırakmayan YARADANA şükürler olsun.