İnsan iki yönüyle kaderine bağlıdır. Yaradılışı yani istidatı ve aldığı eğitimin tesirindeki çalışmasıyla kaderini oluşturur. Her şeyi Cenabı Hakk cc yaratmıştır ancak insan kaderini çalışarak arayıp bulur.
Kenan Rifai Hz.leri nutku şerifinde:
“Bilgin sana kıymet talebin neyse osun sen,
İnsanlığı sâde yiyip içmede mi sandın.
Hâlin ne ise müşteri sen oldun o hâle
Noksanı meğer adl-i İlâhide mi sandın.”
Emeğin hangi yönde ise kaderin öyle şekilleniyor. İnsanın ağzından çıkan bir beddua, bir küfür tövbe edilmezse daha sonra gelip o insana yapışıyor. Onun için Hz İsa as der ki: “Sizi ağzınızdan girenler değil çıkanlar kirletir.”
Yine Mahatma Gandhi, Buddha’nın bir deyişini söyler:
“Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelere dönüşür,
Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür.
Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür,
Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür,
Alışkınlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür,
Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür,
Karakterinize dikkat edin, KADERİNİZE dönüşür.”
Kelimelerin çekim gücü yüksektir, kelimeleriniz inanca, inancınız da hayata dönüşür. Kullandığınız kelimeler negatif ise nasıl daha iyi bir hayatı çekebiliriz?
Hakikatte insanın kaderi yoktur, kader sırrı Allah’ın sırrıdır. İnsanın sırrı değildir. Emeğin hangi yönde ise kaderin öyle şekilleniyor. Bundan dolayı maneviyat ocaklarında taliplere yapılan en önemli tavsiye ve telkinler şunlardır;
- Hep iyi düşün ve iyi fiillerde bulun. Bu durumu kendinde oluşturursan bir zaman sonra hep hayır görmeğe başlarsın.
- Kesinlikle yalan söyleme. Ne kendine nede başkalarına. İnsan en çok kendine yalan söyler. Bazı hayallerini hakikatmiş gibi görmeğe başlar. Kendini bu yalan hayallerle hakikatlerden uzaklaştırır. Özet olarak insanın kendine karşı ve başkalarına karşı emin kişi olması çok önemlidir. Bu durum oluşunca o kişiye hakikat yavaş yavaş açılmaya başlar.
- Her tecellinin iyi ve güzel tarafını görmek. Buna örnek olarak da Efendimiz sav ashabıyla bir yere giderlerken yoldaki bir köpek leşini Efendimiz sav görüp de rahatsız olmasın diye ashap kapatmaya çalışırken Resulullah sav “Ne güzel dişleri varmış” buyuruyor.
Bu hâli yaşayanda Muhammedi şuur uyanmaya başlar.
Netice olarak kader sırrı Allah cc’nin sırrıdır. Mutlak varlıktan bahsediyoruz, yukarıdaki bir varlığın bizi yönetmesinden bahsetmiyoruz ki. Ayrı gayrı olduğun bir varlık değil ki O, sen kukla olasın. İspatı nedir dersen C. Hakk cc buyuruyor ki:
“Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim, mahlûkatı yarattım.” ( hadisi kutsi – Acluni, keşfül-Hafa 22/132 )
İnsanın bilgiden başka bıraktıkları bir miras yok. Melekler kendi varlık esması neyse o kadar bilir. Keşifle bakıldığında ise bütün âlem zikirdedir.
Her varlık Rabb’ül âleminin dışında yaşamıyor ki kader Allah’ın kaderidir. İspatı da: “Bilinmeyi istedim”dir.
“Zatı Hakk zatındır senin
Hem sıfatı sıfatındır senin
Sen seni bilmek necatındır senin
Gayre bakma sende iste sende bul”
Mısri Niyazi ksa
Varlığın zuhurunu yaşıyoruz, daha başka bir şey yaşamıyoruz ki. Yani KADER ALLAH’ın kaderidir.
MUHABBETLE
Eyvallah efendim aydınlık yayan bir paylaşım muhabbetle