İsrail, Filistin’e her müdahalesinde bir savaş suçuna imza attı. Sadece Filistin değil, Mavi Marmara baskını sırasında oradaki insanların ve geminin silahsız olmasına rağmen ağır ve otomatik tüfeklerle gemiyi bastıklarını tüm dünya gördü. Geçtiğimiz gün bir iftar öncesi Gazze sınırında keskin nişancı tüfeğinden çıkan mermi ile öldürülen Rezzan en-Neccar’ın öldürülmesi de bu savaş suçlarına ek oldu.
İsrail’in Gazze’ye düzenlediği hava saldırıları Cenevre Sözleşmeleri ile belirlenen hukuka son derece aykırı ve ağır ihlaller taşıyor.
Bu ihlallerin arasında “toplu cezalandırma, sivilleri hedef alma ve orantısız güç kullanımı” mevcut.
Toplu cezalandırma, Gazze’deki Filistinlilerin birkaç militan yüzünden cezalandırılmasıdır. 1,5 milyon Filistinli hapis durumunda.
Sivilleri hedef alma, düzenlenen hava saldırıları sadece Filistin’in ordusuna ya da askeri gücüne değil, sivil halka karşı yapılan eylemlerden ileri gelir.
Orantısız güç kullanımı ise İsrail’in işgal ordusunun en sevdiği yöntem! Bunu her askeri müdahalede görebilmek mümkün. Sniperların vurduğu insanları ve onların ellerinde sadece kendilerini savunabilmek için taş attıklarını düşündüğümüzde bu gücün ne kadar orantısız olduğunu da görebilmek mümkün.
Sadece bunlar da değil tabi.
İsrail’in Filistinlilere gıda, yakıt ve ilaç götürülmesini engellemesi de ayrı bir savaş ve insanlık suçu olarak görülmelidir. Filistinli yaralı kişiler bu yardımların hiçbirini alamadı. Neticede hayatını kaybetti. Dünyanın hiçbir yerinde bir savaş sırasında yaralı olarak tutsak edilen bir kişi öldürülmez.
Princeton Üniversitesi’nde uluslararası hukuk ve uygulamaları alanında profesör olan Richard Falk, BM’nin İsrail’in işgali altındaki topraklar için insan hakları özel raportörü. İsrail’in 26 Aralık 2008 tarihinde düzenlediği saldırının hemen bir gün sonrasında bir makale kaleme alan Falk,
“İsrail’in bugünkü hava saldırıları ve neden olduğu insani felaket, İsrail’in uluslararası hukuku ihlallerinde doğrudan veya dolaylı olarak suç ortaklığı yapmış ve buna hâlâ devam eden ülkelerin önünde duruyor. Bu suç ortaklığının içinde, bu yasadışı saldırılarda kullanılan savaş uçakları ve füzeler gibi askeri gereçleri bilerek sağlayan ülkeler ve kendi başına insani bir felaket yaratmış olan Gazze’nin kuşatılmasına katkıda bulunan veya bunu destekleyen ülkeler var.
Birleşmiş Milletler’in bütün üye ülkelerine, bu ihlallerden hangi ülke sorumlu olursa olsun, BM’nin insancıl hukukun büyük ihlalleriyle karşı karşıya olan bütün sivil toplulukları korumak gibi bağımsız bir yükümlülükle bağlı olduğunu hatırlatırım. Üye ülkeleri, aynı zamanda BM sisteminin yetkililerini ve ilgili bütün organlarını, İsrail’in ciddi ihlallerini kınamanın yanı sıra Filistin halkı için gerçek bir koruma sağlayacak yeni yaklaşımlar geliştirmeye çağırıyorum.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası hukuk da olayın farkında ama neden müdahil olmuyorlar anlamak da pek mümkün değil. Cesaret efendim, cesaret…