Kişiler arası ilişkilerde ve iletişimde güvensizlikten kaynaklanan bazı olumsuz durumlarla karşı karşıya geliyor insan. Tanıdığı, bildiği, kendisine yakın duyduğu, inandığı, güvendiği, bazı şeyleri paylaştığı kişilerden gördüğü güvensizlik hal ve davranışlar insanı derin yaralar. Çoğu kez de kendi kendine inanamıyor.
Neden insan güvenini kaybediyor!
Zamanın en büyük sorunu güvensizlik değil midir?
İnsan ne kadar güveniyor?
Güven yoksa…
Gerçek hayatta güven duygusu tüm duyguların üstünde gelir. Güvendiğiniz ölçüde iletişim kurabilirsiniz, birlikte olabilirsiniz. Karşınızdaki kişiye ne kadar çok güveniyorsanız o kadar çok kendinizi ona açarsınız, paylaşırsınız, samimiyetinizi ortaya koyarsınız.
Sevdiğiniz insana değil. Bir insanı tüm kalbinizle gerçekten çok sevebilirsiniz, ancak aklınızda güven problemleri varsa asla o insan ile aynı yolda yürümeniz mümkün olmaz, bazı şeyleri de paylaşmanız söz konusu değildir. İnsan sevdiği kişiye zaten güvenir diye düşünebilirsiniz ancak her zaman dağil. Güven, sevgiden üstündür. Sevgi bazen aldatıcı olabilir. Unutmayın ki her sevgi biter. Sevgi genellikle anında bitmez ancak yavaş yavaş azalan bir duygudur. Güven ise bambaşka. Güven basit bir yalan ile sarsılabilir. Güven duygusu kendini karşıdaki kişiye emanet etmektir. Bir insana güvenmiyorsanız onunla uzun süre asla beraber olamazsınınz. Küçücük bir yalan söylemenin bile ne denli büyük sonuçlar doğuracağını tahmin etmek gerekir. Kısacası dürüst bir insan olabilmek, her şeyden daha önemlidir.
Evliliklerin güvensizlikten bittiği bilinen bir gerçektir. Arkadaş, dost ve tüm insanlar arası ilişkiler bundan dolayı sona erer. Şu bir acı gerçek ki en güvendiğiniz insan bile gün gelir güveninizi boşa çıkarır.
İnsanların bir güven sorunu yaşadığı aşikardır.
Önemli olan güven duymak ve güven vermek. Güven yoksa insanlar arası huzur da yoktur.
Çoğu insandan güvensizlikten şikayet ettiklerini duyduğumuz gibi bizim de bazen yakındığımız oluyor… Güven kalmadı… Kimse kimseye güvenmiyor… Güvendiğim insanlar yanıltı… Keşke güvenmeseydim…
Bilinmelidir ki güven gitti mi bir daha geri gelmez!
Kaybolan güvenin tekrar kazanılması çok zor oluyor. İnsan, birilerine güvenip pişman olduğunu söyler.
İngiliz romancı Jane Austen: “Güven bitmişse, virgül koyup düşünmeye gerek yok. Nokta koymanın zamanı gelmiştir.”.
İnsanın bazı sözleri, hal ve davranışları şüphelendirerek güvensizliğe yol açabilir. Güven yalnız bir duygudan ibaret olmadığı bir gerçektir. Güven aslında dürüstlük, açıklık, tutarlılık, sadakat, yakınlık, bağlılık gibi geniş kapsamlı bir olgudur.
Güven insanın en temel ihtiyacıdır, yakın ilişkilerin de temel taşı olmasından dolayı insan hayatında önemli yere sahiptir.
Siz güveniyor musunuz veya siz güvenilir misiniz?
Fransız yazar Alexandre Dumas: “Güven vermek önemlidir. Güven duymak da önemlidir. Ama en önemlisi, duyulan güveni boşa çıkarmamaktır…”.
Aile bireyleri arasında huzurun devam etmesi ve eşler arasında evliliğin sürdürülmesinde güvenin ne kadar önemli olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Güven kaybolursa sevginin hiçbir önemi kalmaz. Sevgi ve saygı güvenle çoğalır ve anlam taşır. Bir kere güven kayboldu mu insan herkese şüpheyle yaklaşır. İnsan bir şeyi unutmamalıdır ki güven istiyorsa ilk önce kendine bir sorsun: “Güven istediğim o insana ben güven verebiliyor muyum?
Çinli filozof Konfüçyüs şöyle diyor: “Sizi iki defadan fazla üzen birine güvenmeyin. İlk seferinde bu sizin için bir uyarıdır. İkincisi ise bir derstir ve bundan daha fazlası saygısızlıktır. Size gerçekten değer veren insanları ayırt edin.”.
Çoğu kez insan bazı insanlara güvendiği ve inandığı için acı çeker ve çok üzülür. İyi kalpli insanlar her zaman çok sever, çok güvenir ve sonunda çok acı çeker. Yalan söyleyen, gösteriş yapan, samimi olmayan, sözünde durmayan, iki yüzlü davranan insanlara inanmak ve güvenmek için ne kadar çok çabalarsanız o kadar çok üzüldüğünüzü unutmayın.
Alman filozof Friedrich Nietzsche: “Bana yalan söylediğine üzülmedim, bundan sonra sana inanamayacağıma üzüldüm.”.
Güven duygusunun olmadığı hiçbir ilişkinin ve iletişimin sağlıklı bir biçimde yürümediği malȗmdur. Her şeyin ancak güvenle mümkün olduğu bir gerçektir yani hayatta her türlü ilişkinin temelinde en önemli harç güven duygusudur. Güven, aslında yalnız bir istek, söz veya temenniden ibaret değildir, o, kendine güven duymak, güvenilir olmak, başkalarına güven duymak esaslarını içermektedir, daha doğrusu temel taşlarını oluşturmaktadır.
İnsan, her bir ilişkide kendisini karşısındakinin yerine koysun ve onun seni güvenilir bulup bulmayacağını bir düşünsün.
Unutma ki, güvenilir olmak veya güvenmek ancak sözünü tutmak, özü sözü bir olmak, yapacağı görev için yetkinlik ve becerili olmak, dürüst olmak ve sorumluluk sahibi olmak gerektirir.
Bu hal ve davranışları içeren bir anlayışla insani ilişkiler bir güven zemininde gerçekleşirse o zaman insanlar arasında karşılıklı anlayış, birbirini destekleme, yardımseverlik olarak kendini gösterecektir. Ancak bu zeminden yoksunluk ise beraberinde, çıkarcılık, egoism, ikiyüzlülük, sadakatsizlik gibi ilişkileri son derece olumsuz etkileyen bir durum ortaya çıkacaktır.
Şilili şair Nicanor Parra: “Bir ilişkide güvensizlik varsa oradaki ilişki yalandır. Çünkü güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır.”.
Kendine ve başkalarına güven duymak ve güvenilir bir kişi olmak her şeyin temel anahtarlarından biridir.