Hz. Hatice bir izzet ve şeref sahibi O’nun sevgili kuluydu.
O’nun habibi Hatice’yi O’nun mukaddes varlığının kutsiyetiyle sevdi, onun gözü şaşmadı ve ondan dünyada ayrıldığı gün şeref ile ayrıldı. Tek olan aşkının manası Hatice’nin yiğitliğinde sırlı kaldı. Muhammed onu bir bildi ve araya kimseyi almadı. O’nun habibi Hatice’nin önünden arkasında sağından solundan onu hep korudu ve ona kötü gözlerin bakmasına mani oldu. o onu yüceltti ve küçük düşürecek hiç bir harekette bulunmadı, o kutsallığın içinden doğan bir aşkla ona bağlandı.
Bu aşk O’nun katından kutsandı ve ekber oldu. Gözü hiç şaşmayan O’nun habibi ona hep gözü nemli baktı, önünden geçerken ve yanından yürürken de belini ve başını hafifçe eğer ve ona selam vermeden yanından geçmezdi.
O’nun habibi Hatice’nin değerini herkese gösterdi ve evlerinin içinde ya da kalabalıklarda karşılaştıkları vakit elini hep kalbine koydu, o bunu kendiliğinden yaptı. Kutsal olan Hatice’nin ulviliği cennette bir makam oldu, aşa ve uykuya düşkünlüğü olmayan sureti ve düşünceleri O’nun habibine destek oldu, o O’nun habibine hiç sırtını dönmedi.
Açıp kapanan aralıkların uzayda cereyan ettiği vakitlerde O’na yakarış ile yaklaşın. O, o boşluğa her devir için bir kapı koydu, devir, akıp giden zamanın içinde bulunduğun andır. Her vaktin kapısı değişir. Kesif maddenin yaşantısı olan dünyayı O sahipsiz mi bıraktı zannedersiniz o size havada asılı bir top gibi görünür. Fakat onu öyle bir ince hesabın içine koydu ki, bir de onu O, iki ucun arasına koydu. Bu aralıktan bakmasını bilenler O’nu görür. Onlar görür de bu şaşmaz hesabın içinde bir sır kapısı olurlar. O Allah ki, her vaktin sahibine bu kapıları açar. O’nun peygamberlerine gönderilen kitaplar hakkında onların ayetlerinin bir kısmını alıp diğer kısımlarını bırakamazsınız, o bir cümleyi alıp işlerine geldiği gibi okuyanlar azâbın ne demek olduğunu öğrenecek. O’nun habibi Hatice’yi çok sevdi, o temizlikte pâk, eminlikte nûr, beceride hünerli, hem nebi evinde hem de dışarıda pek kuvvetli bir zat idi. Onun yaşıyla uğraşanlara siz karşılık vermeyin. Onlar sevgiden nasipsiz kişilerdir ki Hatice’ye yaşlı deyip onu anlamaktan kısmetsiz kaldılar. Nebi evine akın akın gelen insanlar onu her an görmek istiyorlardı. Bir gün Muhammed’in hanesinde olmadığı bir Perşembe günü Nebi evine gelen kalabalıktan içlerinden bazıları edeplerini koruyamadılar, seslerini yükseltip konuştular ve oturakaldılar. Hizmetini yetiştiremeyen Hatice yorgunluktan hastalandı. Muhammed Hatice’yi gördüğünde üzüldü ve yüklü haline bir zarar gelmemesi için hanesine ziyaret süresini kısıtladı, ölçüyü taşırıp Nebi evi diye durmadan ziyarete gelmek isteyenler destursuz adım atamadılar.
Hatice vermede en üstün, hizmette en yüce O’nun kuluydu. Fakat o akılsız kişiler onun yaşına bakıp da Peygamberden yaşlıydı, derler. Erkeğin kadından yaşça büyük olması bir emir midir? Siz kalplerinizin sıcaklığından uzaklaşmayın ve Ahzap suresiyle uğraşan o cahilleri O’nun hükmüne bırakın. Çünkü onlar kendi hükümlerini kendileri keserler.
Hani O, bir vakit Muhammed’in ağlamasını işitmişti ve nefesini duymuştu. Hava soluyan ciğerleri eksiklik duygusuyla yanıyordu, sonra O, ona Cibril’i gönderdi ve ona O üfledi. Muhammed yüzünde hissettiği nefes ile kalbini açtı ve sonra Hatice’ye “kalk” dedi. Hani O, o kavimlerin her birine peygamber göndermişti ve onlar peygamberleri inkar eymişlerdi. Ancak Belkıs O’nun iyi kullarından oldu, o imana geldi. Fakat kavimlerin çoğu helak oldu ve O, her kavmi helak etmeden önce onlara bir uyarıcı gönderdi. Ölülere bir şey anlatamazsın, onlar dostu dinler sonra da sırtını dönüp gider. Kulağı işitmeyenin kalbini de açamazsın. Ancak O tebliği duymasını sağlayabilir. Sen tohumlarını ek, dostun görevin ekmek. Neticelerini sonraki ömrünün anlarında görmeye başlanacak. Şimdi ilim için kıyam ve yürüme zamanı. Dost güçlü ve kuvvetli O’nun Aziz kuludur. Çağrıyı işitmeyenlerin boyunlarında sağır ve dilsiz yazar. Dost, O’nun hizmet eden sorumluluk sahibi O’nun kuludur.
Dost sevgisinde eserlerini O’nun gördüğü gibi nizamın eserlerini de O göruyor. Ehlibeytin bir meyvesi tüm topluluğa yeter ve meveddetle dolu ehlibeyt meyveleri yetişiyor, sizin aşkınız Aşk’ullah ile size hayy!HŞY