Manevi haneler Hû’nun var’lığı ile Hak’ikat’ten Hayy’at bulmalı.
Şunu çok iyi bilin ki, insanın ruhunu kafesleyen masiva unsurları vardır ki bu yanlış kurallar insanı dünyevi sevgiye bağlar ve ruhu özgür bırakmaz.
Masiva unsurları insandan insana değişir. İşte burada kişiyi bağlayan o yanlış yaşayışı bulup onu Aşk’ullah ile yakmaktır ki O’nun sevgisindeki muhabbete nail olunabilsin, aksi takdirde O’nun sevgisine nail olamadan bu âlemden göç etmiş olursun ki bu konudaki hüküm rabbil alemin olan Allah’ındır.
Herkes bilir ki bazı dergâhlar ve mensupları gösterişli yaşayışa, maddesel zenginliğe düşkündür. Idrak etmezlerki manevi haneler O’nundur, asla kişilerin değildir.
Ne yapmak gerekir, geçmiş Hakk dostlarının hayy’atiyetlerine bakmak ki onlar gibi nefsinden geçmek, varlığını O’nun var’lığında feda etmek, hadim-ül fukara’lık eylemektir. Rabbimin rızai ilahisi buradadır, samimiyet testinden geçmek ve anda içten’liğini onaylatmak aşk ile hakiki seven sıfatına nail olmak. Dolayısı ile herkes kendi dergâh düzenine bakmalıdır ki, fani âlemde beni bağlayan nedir, deyip bulmalı ve o varlığından geçmeli.
Varlık deyince hemen mal mülk anlamayın, kibir-gurur-benlik, gösterişli makam hırsı, aşırı evlat ve mal düşkünlüğü vs. bu gibi haller kişiye göre değişir ki herkes kendi halini inceleyecek ve ruhunu kafesleyen neyse ondan bir an önce kurtulmayı dileyip O’na, içindeki var’lığa samimiyet sunacak, ki o dergah manevi olarak hak’ikat’ten hayy’at bulacak, aksi taktirde orası dört duvar gibi manen boş kalacak.
O Allah ki, O, kendisinin seçkin dostlarının velisidir. Mihrap yerinde, cami yıkık, diye bir söz vardır. İşte bugünlerde bu söz tam tersidir. Tekkeler yerinde fakat hakikatte post boş. Esasında tarikte tekkelerin varlığı ilm-i hakikatle hoş.
Her tekke, cami O’nun mudur ki o taş taş üstüne koyduğunuz her binaya O’nun adını verirsiniz. Her caminin sahibi O değildir. Ey insanlık, kalemin yazdığı ölçüye riayet edin, ettiğiniz duaları kabul eden o ifrat ile yükselen Allah değildir. O, hangi tekkenin, caminin içinde aşk dolu nefesler var bilir.
Allah irşada muhtaç olmayan, herşeyin doğru yolunu gösteren Reşit’tir. O, yetkinliği bilen ve tasdik edendir. Allah irşada yetkili kılacağı kullarını kendisi seçer, kul çalışır. Allah azamet ve pek büyük ikram sahibidir. O, işlerinize rızık ve bereket verendir. İşlerini Allah rızası güderek yerine getirenler bereketi döndürürler. Dost olan düzeni nizam ile tasarruf eder. Rabbim Vedûd ile yol gösterir.
Dergâhın önderi madden değil O’nun var’lığı ile manen zengin olmalı, kendi yaşayışı için canların mangırını yine can’lar için hayr hasenat eylemelidir.HŞY