Ey insan, unutma ki her şey geçicidir!
Hiç düşündün mü, zamanın akıp geçtiğini, her şeyin gelip geçici olduğunu. Güneşin doğmasıyla günün başladığını, batmasıyla da bittiğini görmüyor mu insanoğlu? Günlük yaşananların, yapılanların, sevinçlerin, üzüntülerin bir hayat boyu tekrarı olduğunu, bir hayatın akıp gittiğini, bir gün gibi geçtiğini…
İnsanın, benimdir deyip sahip çıktığı, hayatı boyunca kazandığı, varlığını çoğaltmak için gece gündüz çalıştığı, kaybetmemek için kavga ettiği, hakkı olmadığı halde el koymak istediği her neyi varsa bu dünyada gelip geçici…
Hayatın da gelip geçici olduğu bir dünyada yaşıyor insan. Zaman su gibi akıyor, farkında bile olmuyor insan. Hatta bazen, ne kadar da çabuk geçti bunca yıl … Evet, her şey gelip geçer!
Her şeyin geçici olduğunu neden unutuyor insan?
Neden kendini düşünmüyor ki?
Her şeyini bırakıp gideceğine hala inanmıyor mu?
Hayat kısa, ömür sınırlı, ayrılık her zaman gelebilir!
Yaptıkların sana ne kazandıracak!
Ey insan, dur ve düşün!
İş işten geçtikten sonra… Ahlar,vahlar ne işe yarar…!
“İnsanın kazandığı herşey kalır bu dünyada.
Yaptıklarının hesabını götürür omuzlarında.”.
Senden öncekilerden ibret al, fakat senden sonrakilere ibret olma!
Dilediğini yap, ama unutma ki mutlaka karşılığını göreceksin!
Ne güzel söylemiş Hz. Mevlana: “Her şey gelip geçici ey gönül. Bak, az önce aldığın nefes bile geldi geçti. Sen baki olana razı ol”.
Dünya geçici ve bir imtihan sahası değil mi?
Hayat denilen şey, gün gelip sona erecek ve insanın sahip olduğu tüm malı, mülkü, makamı ve saltanatı ile birlikte sevdiklerini de terk edip onlara veda edeceği inkar edilemez bir gerçektir. Her insan yaşantısı boyunca türlü sıkıntılarla karşılaşabilir. Kimi zorlu bir hastalık geçiriyor, kimi bir yakınını kaybediyor , kimi maddi yetersizlikler, kaygılar içerisinde. Kimi aşağılık muamelelere maruz kalmakta, kimi sabırla en yakınının zorlu günlerini paylaşıp ona destek olmakta, kimi tehdit edilmekte, kimi sağlıksız koşullar içerisinde, kimi de bolluk ve lüks içinde, zevk ü sefada hayatlarını sürdürmekte.
Ey insan, unutma ki bu hayatta her şey gelip geçici!
Önemli olan insan gibi yaşayıp insan gibi davranmak…
Hani bir söz vardır:
“Güvenme güzelliğine, bir sivilce yeter
Güvenme malına, bir kıvılcım yeter…”.
Her şey bir anda yok olabiliyor, bu kadar basit. Her şeyin geçici olduğu hayatta, bir anda yok olabilen bir sürü şeye ne kadar da bağlıdır insanoğlu…
İnsan, ne kadar acı çekiyor olursa olsun, mutlu olursa olsun, şikayet ediyorsa etsin, takdir ediyorsa etsin, nihayetinde her şeyin gelip geçtiğini asla unutmasın.
Ey insan! Her şeyin gelip geçici olduğuna şahitlik ettiğine rağmen inanmıyorsun. İnansan böyle davranırmısın. Nasıl da kendini aldatıyorsun!
Neden bir insana senden farklı olduğu için düşmanlık besliyorsun, zulmediyorsun, acımazsızca davranıyorsun?
Hayret! İnsan neyine güveniyor da kibirlik satıyor?
Kaba, kırıcı, hırpalayıcı sözler sarfediyor!
Parana mı güveniyorsun, malına mülküne mi, makam mevkiine mi?
Çok şaşılacak şey. Bir nefese muhtaç olan insan neyine güveniyor ki?
Neyine güveniyor da hakaret ediyorsun, aşağılıyorsun, suçluyorsun, iftira atıyorsun, zulmediyorsun?
Sen neyine güveniyor, kendini ne sanıyorsun?
Para, mal, mülk, makam, mevki insana güç verir. İnsanın para ile arzu ettiği birçok şeyi gerçekleştirir. Çevresinde daha etkin bir konuma gelir. Kişinin yetkili ve etkili olması, onu farklı bir havaya sokabilir. Onda kibirli hareketler görülmeye başlayabilir. Paranın ve servetin en büyük güç olduğuna inanan ve mallarıyla övünen insanlar tabii ki az değildir.
Aynı şekilde kişilik ve karakter bakımından yeteri derecede olgunlaşmamış bazı kimseler, toplumda önemli bir makama ulaştıkları zaman, eski günlerini unutup ailelerini ve tanıdıklarını küçük görmeye başlayabilirler. Onların bu tutumlarını gören insanlar, bir taraftan onlara kızarken, bir taraftan da aynı mala, mülke, makama, mevkie, şöhrete, ünvana sahip olmanın uğraşını verirler. Hatta bazıları bir makam kapabilmek için ne taklalar atar, ne dalkavukluklar yapar, ne yalakalık ve yağcılık sergiler. Kendisini küçük düşürdüğünün farkına bile varmaz. Yeter ki bir makam elde etsin. Böylece kendi yetersizliğini makamla, parayla gidermeye çalışır.
İşte dünyada sahip olunan her şeyin süresinin kısa olduğu, çünkü gelip geçici olan her şeyin bir süre sonra bittiğini maalesef unutuyor insan.
Bu gök kubbesi altında hiçbir şey aynı hal üzere kalmaz, hep değişir. Onun için dünya malına, makamına ve dünya hayatına güvenme. İnsan bu dünyada misafirdir, yolcudur.
Her şeye rağmen insan hırs peşinde yorolmadan koşuyor. Sahip olma hırsı. gösteriş hırsı. Fakat hepsi boş!
Hırsın sürüklediği bir yolda koşuyor insan durmadan!
Nereye koşuyorsun be adam?
Tanıdık ve bildiklerimizin, yakınlarımızın, sevdiklerimizin nasıl da bırakıp ayrıldıkları… Hiçbir şeyi götürmedikleri… Burada bıraktıkları en güzel şey de, iyi anılmak… Onlar güzel insanlardı, artık yoklar, ama anılıyorlar. Hatırlanıyorlar. Önemli olan bu değil mi?
Kalıcı olan ne var ki!
Her ne olursan ol, hangi makam ve mevkide bulunursan bulun, unutma ki sen de gelip geçicisin.
Hayat gelir geçer, sanki bir rüya…
Herkes gelir geçer hayatından… En sonunda kendinle kalırsın…sonra anlarsın aslında hep yalnızdın, tüm kalabalıklara rağmen…
Her şey gelir geçer…
Zaman zaman, şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, yaşadığımız hayat bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçer. “Vay be” deriz, ince bir iç sızısıyla… “ne çabuk geçmiş zaman. Ne zaman büyümüşüz, yaşlandık artık, oysa daha dün gibiydi…”
Her şey unutulur bir gün. İnan ki sen de unutulursun ben de unutulurum. Hatırlanırsan mutlaka bahtiyarsın. Bil ki bu dünyada gelip geçen bir yolcusun.
İngiliz yazar ve şair William Shakespeare : “Hayat gelip geçen bir gölgedir ”.
Hükümdar da olsan, hizmetçi de olsan, sen de gelip geçicisin. Yokluk ve sıkıntılardan kıvranan biri de olsan, tahtı tacı olan biri de olsan, sonunda gitmen gerek. Tanınmış biri de olsan, bilinmeyen biri kişi de olsan, topraktan başka gidip konacağın bir yer yok!
Nerede o kendisini akıllı sananlar, güçlü ve kudretli olanlar?
Aldanma seni oyalayan şeylere…
Hz.Mevlana:
“Aşk’la beraber ol, birlikte yaşa
Çünkü aşk, canın cevheri, özü, mayasıdır.
Gelip geçici sevdaların peşinde koşma,
Sonsuza kadar senin olacak dostu ara…”
Zamanın değerini, hayatın anlamını, gençliğin önemini, bir lokma nimetin ve bir nefes sıhhatin şükrünü idrak edebilmişse ne mutlu ona! Ama günlerini heba etmiş, malını israfla yemiş, sevdiklerini incitmiş, boşa geçen bir ömür!
Ey insan, unutma:
Her gün yeni bir gün her şey geçer gider ömür de biter, tek bitmeyen iyilikler ve iyilerle anılmak. Vesselam!
HER ŞEY GELİP GEÇER!
3 Comments
Eline, Kalemine, yuregine saglik Eyup abi… Allah bize iyi anilmayi nasip eder isallah
Insanın elinde belli bir para var davranışı başka olur, aynı o para biraz artarsa davranışı da değişir. Ama Evliyaullah ne demiş para için: ELİNDE ÇOK EYLE, GÖNLÜNDE YOK EYLE. İnsan bir arabaya sahib olur daha mütevazi davranır, ama aynı o insan daha lux mesela jip tarzı bir arabaya sahib olduğu zaman davranışlar değişir.Kendini bir şey zanneder…ama ne güzel yazmışsın: GÜVENME GÜZELLİĞINE BİR SİVİLCE YETER, GÜVENME MALINA BİR KIVILCIM YETER. Sonra devamında ne var: ALLAH’A GÜVEN O HER ŞEYE YETER…EyvAllah Eyüp Abey…Bir de bunu beğendim yazında: SENDEN ÖNCEKİLERDEN İBRET AL, FAKAT SENDEN SONRAKİLERE İBRET OLMA. Allah bizleri ibret olmaktan Muhafaza Eylesin. Âmîn.
Eyvallah Eyüb abey EYVALLAH. Ellerıne sağlık.