Beşeriyetimizi oluşturan düşünce varlığımız yaşadığımız tüm hadiseleri kayıt altına alır, anılar adı altında depolar, raporlar ve bir zaman çizelgesi oluşturur.
Bu rapor beşeri yanımız için tecrübe ile ne yapacağımızın ayrıntısını analiz ettirir.
Yani bir nevi matematiksel hesap oluşturur.
Beşeriyetimizi yaşama bağlamak bakımından oluşan önyargılarımız kayıt altına alınan bu anıların bilgileriyle doludur.
Tecrübe dediğimiz bu oluşum hem fayda hem zarar getirmektedir.
Faydası hatadan, o an’dan ders çıkarmak, doğruya doğrulmaktır. Zararı ise her yeni olayı eskiye göre tartıp önyargı oluşturması ve mevcut önyargıları güçlendirmesidir.
Rahmân ve Rahîm varlığı içinde bu oluşumu düşünecek olursak; Allah’ın yaşam ve dahi hayy’atiyet içinde bir tecrübesi yani önyargı oluşturacak bir kayıt altına alışı yoktur. Yani Allah anılara sahip değildir. Eğer ki anı biriktiren, geçmişi arşivleyen bir Rabb kavramı olsaydı manevî, bâtınî tekamül olmazdı. Tekamül her an’da ileriye taşınmaktır yani her an’da gelişmektir..
An deminde Mürşid varlığı, “O’ an’a bakar.” Diyor!
Biz nereye bakıyoruz?
O’nun yani Rabb Mürşid’in olduğu an’a her an’da yön’ele’biliyor muyuz?
Kayıt altına alan düşüncenin varlığıdır, varlığın düşüncesi değildir.
Düşünce dahil tüm yaratılmışlar varlığın düşünce kaydı altındadır, hû nefes olan ruh-i ilahi ise mutlak bir kayıtsızlıktadır.
Seni kayıt altına alan düşüncelerden kurtul, kayıtsız olan hû nefes bizlerin kaydını her an’da temizlemektedir..HŞY