Zarrab davası ile ABD hukuk sistemi ve güvenilirliği tamamen çökmüştür.
ABD resmen mafyalık yaparak hukuk nasıl kendi çıkarları lehine kullanılır en güzel örneğini bugünlerde sergilemektedir.
Zarrab itirafçı yapılarak ne istiyorlarsa onu söyletip, ne yapmak istiyorlarsa onu yaptırtıyorlar!
Gaye göz dağı vermek ve Türkiye’yi sindirmek…
Davada bankalarımızın ismi geçiriliyor ve asılsız ve içi boş söylemlerle karalanmaya çalışılıyor.
Devlet bankalarımız finansal piyasadan diskalifiye edilmeye çalışılıyor.
Zarrab ise kendi kuyruğunu kurtarma peşinde ne deniyorsa yapıyor!
Savcılar ve hakimler hukuk dışı hareket ederek tiyatro oynar, film çeker gibi yargılama yapıyorlar.
Seçtikleri bilirkişiler FETÖ’nün sempatizanı çıkıyor.
Fetöcülere savaşçı diyen birilerinin davada yer alıyor olması tuhaf değil de nedir?
Lakin bunun hesabını kim soracak ki?
ABD istediği gibi hukuku kullanacak ve asıp kesecek.
Kimse de bu hukuksuzluğun önüne geçemeyecek ve istedikleri kararı aldıracaklar.
Peki ya sonra?
Böyle bir mafyacılıkla dünya’ya hakim olmak, kendine boyun eğmeyene de boyun eğdirmek için iyice aşağılara düşen bir devletin itibarı kalacak mı?
Buna karşı artık devletlerin baş kaldırmasının vakti geldi de geçiyor!
Bir taraftan terör örgütleri ile terör estiriyor diğer taraftan askeri gücünü kullanarak hukuk yoluyla katliam yapıyor.
Doları diskalifiye edecek bir ticaret sisteminin gelişmesini önlemek için iyice çirkinleşiyor.
Düşünülüyor olabilir Türkiye bu kadar ABD için mühim midir?
Belki ABD’nin gücüne göre bizim gücümüz kıyaslanacak derecede bile değildir.
Ancak şöyle bir durum var ki eğer bu baş kaldırmayı ezemezse doların ticaret hayatından çekilmesinin önüne geçemez.
Herkes bundan cesaret alarak milli paraları üzerinden ticarete başlar.
ABD için bu kendi parasının ölüm kalım meselesi…
Eee tabi para ölünce ABD’de yavaş yavaş ölecek!
Haliyle bunun için her türlü şeyi yapmaya hazırlar.
En nihayetinde devletlerinin bekası söz konusu…
Ancak böyle bir durumda Türkiye’nin ve tüm müslümanların anlaması gerekiyor ki ABD şuanda hukuk davası yürütmüyor.
Kendinin bile tanımayıp İran’a koyduğu ambargoyu delmesine rağmen Türkiye’nin mensup olmayı reddettiği ambargoyu delmekle suçluyor.
Bu iki yüzlülük uzat parmağını ısırayım cinsindendir.
Türkiye dolar üzerinden değil de altın üzerinden ticaret yaptı ve bunu geliştirmek içinde Asya, Afrika ülkeleriyle görüşmeler yaptı diye ABD kendini sistem dışına itilmiş hissetmeye başladı.
Haliyle faturayı Türkiye’ye çıkarmak istiyor.
Hem ki bu faturayı çok ağır yükleme peşinde!
Ekonomi, askeri ve siyasi olarak Türkiye’yi bitirme gayesinde…
Ekonomik olarak bizi krize sokarak bankalarımızı çökertme ve Yunanistan’ın haline düşürmek istiyorlar.
Bir taraftan da ülkemizi bölerek Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu bizden koparmaya çalışıyorlar.
Bir daha toparlanmayalım diye de terör örgütlerine silah üstüne silah sevkiyatı yaparak burnumuzun dibinde terör devleti kurmaya çalışıyor.
Ayrıca güçlü olan Müslüman devletleri de kendi saflarına çekerek Türkiye’ye yönelik bu oyunda tavır almalarını önlemek için girişimde bulunuyor.
Türkiye her şeye rağmen direniyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli yılmaksızın tüm hamlelere karşı birlik içinde göğüs geriyorlar.
Buna rağmen CHP hala daha eski hamamlık yapmak peşinde!
Külhan beyliği yaparak elinde ne olduğu belli olmayan belgeleri böyle bir oyunu sergilendiği vakitte açıklayıp gerilim çıkararak ABD’nin içimizdeki tetikçiliğini yapıyor.
Türkiye aleyhine ne varsa peşine düşüyor ancak bir günden bir güne Türkiye’ye düşman olanların karşısına çıkmıyor.
Hukuk ise daha önce yapması gerekenleri şimdi yapıyor!
Zarrab’ın mal varlığına el koyulması için harekete geçen savcılar çok geç kaldılar.
Hükümet bu davanın uygunsuzluğunu BM’ye taşımak için çok geç kaldı.
Bu davanın adil yargılanması için kendi ülkesinde yargılama yapmak istediğini dile getirmesi gerekip uluslararası düzeyde baskı oluşturmak varken sus pus olundu.
Şimdi durum iyice kötüleşti!
Zarrab’ın iddiaları ve itiraf olarak geçen boş ithamları ciddiye alınır ve pazarlanır oldu.
Şimdi Türkiye kendini aklamaya çalışsın dursun.
Erdoğan üzerinden ülkemize yöneltilen oyunlara yönelik sürekli geç gardımızı alıyor ve darbeleri yedikten sonra toparlanıp karşı koymaya çalışıyoruz.
Bu da olmuyor!
Yapmamız gereken belli!
Önce bu davaya yönelik hukuki hamleler oluşturmak ve sonra terör devleti oluşumlarına operasyonla cevap vermek!
ABD’nin silah sevkiyatı yaptığı terör örgütüne hakettiğini vermek..
Dahası milli para ile ticareti geliştirmek için ortaklar bulmak!
Bu ABD’nin elini zorlaştıracaktır.
Ancak bu bir an önce harekete geçmekle mümkün olur, öyle koltuklarda bekleyip Erdoğan’dan talimat ne zaman gelir diye beklemekle değil!
Bu savaş hep birlikte yapılacak bir şeydir! Ne rahavete ne gaflete ne sessizliğe ne kuru gürültüye gelecek bir şey değil!
O yüzden haydi hareket vakti, şimdi vurma sırası bizde!
Öyle bir vuralım ki bu darbe ile sarsılma yaşansın…