İnsan hayra dua eder gibi, şerre dua ediyor. İnsan çok acelecidir.
Isra/11
Sözün hükmü tesiri vardır. Her söz, her düşünce bir oluşu ve hareketliliği tetikler ve başlatır. Bu tesir ile eylemler, olaylar vuku bulur. Söz, nazar, düşünce çok ehemmiyetlidir. Neye yöneldiği, ne üzerine yoğunlaştığı büyük önem arz eder. Evrenin nizamı ve düzeninde merkeze düşünce ve söz dolayısıyla dua yerleşmiştir. Rabb Varlığını kendinde barındıran insan aslında en büyük sihirli değneği elinde barındırır ama bilincinde değildir. Bu sihirli değnek: Düşünce, söz dolayısıyla duadır. Hakikatli gücünü ise gönülden alır. Bu alem insana istediğini sunmakla programlanmıştır. Ne istiyorsa mutlaka bir oluşu vücuda getirir. Ayet-i kerimede insan hayra dua edermişcesine şerre dua ediyor buyrulmaktadır. Isteklerimizin, düşüncelerimizin buradaki mahiyeti ve etkisine vurgu yapılmıştır. Neyi istediğimizin, nasıl istediğimizin oluşa gelecek netice açısından önemi büyüktür. O yüzden çok dikkatli ve temkinli olmak gerekmektedir. Düşüncenin söze dökülmesiyle meydana gelen enerji feleklerin döngüsünü etkileyerek harekete geçirip olguya dönüşmesine yol açmaktadır.
Düşüncenin gücü, sözün tesiri olarak tabir edilen durum nizamın hakikatinin Allah’ın bahşettiği nimetin bir dışa vurumudur. Gerçekliğinin idrakidir. Dolayısıyla insan hayra dua ettiğini düşünürken aslında şer için de dua ediyor olabilir. Bundandır ki Hz. Ali Efendimizin duası ne büyük bir yönlendirme yapmaktadır: “Allah’ım sen hakkımda hayırlı olanı, hayırlı olana da gönlümü razı eyle” diye niyazda bulunmuştur. Öyleyse dualarımıza şekil giydirmenin ötesine geçilmeli. Hayr diye düşündüğünüz her talebimiz, her isteğimiz belki de bizim için hayr olmayıp şer doğuracak.
Cenab-ı Hakk, insana aceleci olmaması gerektiğini ve daima akl-ı selim bir hâl ile yönelişte bulunmasına işaret etmektedir. Hayırlı olan elbet vuku bulacaktır. Çünkü O’nun takdiri hayr yönündedir. Hayr olanı takdir eden Rabbim insana diyor ki acele etme, teslim ol ve kalbini teskin eyle. Sana güzellikler bahşedilecektir. Lakin sen acele eyler, sözünün ve düşüncenin sendeki akletme iradesini sağlamak için bahşedilen enerjisini felekleri etkileyip oluşların döngüsüne müdahale edercesine yöneltir isen vuku bulan hayr değil şer olacaktır. Sen belki başta buna sevineceksin lakin sonra takip eden olaylarla sıkıntılar ve huzursuzluk içinde olacaksın.
Allah’ın rıza-i iradesine düşüncesini rapt eden kul, daima hayr içinde hayırlara çekilir. Hayrı takdir eden Allah’tır, şerri çeken ise insandır. Düşüncenin gücü bundandır ki mühimdir. Olumsuz düşüncelerle tüm olumsuzluklara çekim oluşturma, olumlu düşünerek ise olumlu oluşlara çekim kuvvetini içimizden dışa yansıtırız. Düşünceye yerleşen her bir hased çekim kuvvetini kendine doğru yönelteceği için karşılaştığımız olumsuzluklar olacaktır. Ancak ilahi ve rahmani düşünceler ise çekim kuvvetini yine hayırlarla döndürecek ve bizim güzelliklerle iştigal olmamızı sağlayacaktır. Allah bu nimeti ile bize O’na yaklaşmamızı sağlayacak kuvveti içimize ismi tecellileri ile işlemiş ve bu tecellileri irademize bağlı kılmıştır. Bu nimeti şerre yöneltene ise nimetin Hakk’ını irade edemediği için hesabının sorulacağını beyan ederek uyarmıştır. Tek bir şeyi bile muallakta bırakmayan Rabbim, her şeyi açık ve net bildiriyorken şimdi hayr’a yönelmek de şerri oluşa getirmekte ki bu şer kişinin kendisinedir insanın iradesindedir. Irade ettiğimiz Hakk’tan Hakk’a ola inşAllah. Hayr içinde hayr’lara seyran edelim ki “Hayr Sen’dendir. HŞY”
Muhabbetle…
🌳🕊🌳