Türkiye güçlenmeye ve adını duyurmaya, kendine verilen talimatların dışına çıkarak kendi iradesiyle hareket etmeye başladığından beri Avrupa ve Amerika operasyon üzerine operasyon düzenledi.
Darbeler ve algı operasyonlarıyla Türkiye’yi yerle bir etmeye kalktılar.
Başaramadılar ama hala yılmadılar.
Almanya AB’ye üyelikle tehdit edip ekonomik yönden silah doğrulturken Amerika ise yargı ve askeri yolla Türkiye Cumhuriyeti’ne dizayn vermeye çalışıyor.
FETÖ’nün başaramadığı planlar tekrar Amerika üzerinden devreye konuluyor.
Türkiye uluslararası arenada suçlu ilan edilerek tüm Dünya’ya Amerika’nın hukuk kuralları dayatılmaya çalışılıyor ve Türkiye’nin prestijini sarsmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bunu artık gizli saklı da yapmaktan vazgeçtiler. Aleni bir şekilde düşmanlıklarını sergilemekten çekinmiyorlar.
Hala daha başaracaklarına dair umutları var.
Türkiye’de yaşayan her bir vatandaş gerek 17-25 Aralık operasyonunda gerek bir çok operasyonda ve gerekse 15 Temmuz’da gerekeni yaptı. Bir de üzerine referandum ile birlikte daha da güçlenme mesajını Dünya’ya verdi.
Şimdi sıra Gurbetçi kardeşlerimizde!
Onların her seferinde dışarıdan eylemleriyle desteklerini hissetmekteyiz. Her birinden Allah razı olsun.
Ancak bu sefer işler çok farklı!
Bu densiz, hadsiz, Dünya’yı kendi bahçeleri sanan gafillere haddini bildirme zamanı geldi.
Biliyorsuz ki bunların dini de imanı da para, para, para!
Bunların elinde paralarını aldığınızda dayanacakları hiçbir şey kalmaz!
Avrupa ve Amerika’da 4,5 milyon gurbetçi kardeşimiz var, ayrıca ülkemizdeki ve Müslüman dünyasındaki iş adamlarının Avrupa ve Amerika’daki yerleri de bir hayli fazla.
Bunlara haddini bildirmenin yolu ise ne kadar para hesabımız var ise hepsini bu ülkelerden çekmek olacaktır.
Bankaların kasalarını boşaltmanın vakti gelmiştir.
Siyasi ve ekonomik olarak görünmeyen bir boykot inşa etmemiz gerekiyor.
Topyekün şekilde hareket edip bunların güçlerini ellerinden almamız gerekiyor.
Bu ülkeler ellerinden gelse, ki ileride bunu da yapacaklardır, oradaki soydaşlarımıza zerre hak vermeyecek ve tüm haklarını da gasp edeceklerdir.
Bunların demokrasi ve insan haklarından anladıkları sadece kendi çıkarları ve rantlarıdır.
Müslüman ve özellikle Türk düşmanlığı hat safhaya çıkmış ve ileride biz böyle bir tepki koymadığımız halde oradaki kardeşlerimizin işleri daha da zorlaşacaktır.
Türkiye’yi alaşağı edemedikleri sürece kendi ülkelerinde zulme başlayacaklardır.
Çünkü Türkiye Türk-İslam alemine önderlik yaparak gerçek insanlık örneği sergileyecek ve zalimlerin tüm foyaları ortaya dökülecektir.
Bizim yani tüm Müslüman ve özellikle Türklerin bu önderlik için her türlü girişimde bulunup elimizden ne geliyorsa yapmamız gerekiyor.
Sessiz kalarak Avrupa ve Amerika zalimlerine bir şey anlatamayız artık!
Türkiye’yi ekonomik olarak güçlendirmek ve onları ekonomik bazda sıkıntıya sokmak en büyük hedefimiz olmalı.
Ayrıca siyasi olarak Türkiye aleyhtarlığı yapan her ne parti varsa oraya üye olmayıp destek vermeyerek ve üye olanlara da gerçekleri anlatarak yaptırımlarımızı yürürlüğe sokabiliriz.
Milli birlik ve beraberliğimizi yeniden canlandırmanın ve güçlendirmenin vakti çoktan geldi.
Türkiye’de yaşayan ya da yaşamayan her bir kardeş birdir ve bütündür. Bu toprakların parçasıdır.
Her bir Müslümanın ve özellikle Türk’ün tek bir vatanı vardır orası da Türkiye’dir.
Sayın Devlet Bahçeli’nin bu hususta hem hükümete hem de soydaşlarımıza ve dindaşlarıma çağrısı vardır.
Bu çağrı takdir edilesi ve dikkate şayandır. Avrupa’nın iç yüzünü gözler önüne serici çağrıya hep birlikte milli duygularla eşlik edelim ve gerekeni yapalım.
Bahçeli, ülkem ve milettin diyerek Avrupa’nın ve Amerika’nın yaptığı haksızlık ve ihlallere karşı hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin tepkisini koyduğu gibi bizler de o parti bu parti demeden ülkemize ve milletimize sahip çıkalım.
Avrupa ve Amerika canilerine hadlerini bildirelim, ülkemizi güçlendirelim.
Haydi gurbetçiler, haydi soydaşlar cenk meydanına!
Savaş çetin ancak zaferimiz kutlu olacaktır.
Türkiye Türk-İslam alemine önderliği ile insanlığa can katacak, zulme dur diyerek huzuru Dünya’ya yayacaktır.
Neden bizim de bunda bir katkımız olmasın ki!